Kayıtlar

Yaşasın 1 Mayıs!

Resim
binlerce ışık fışkırıyor direniş günlerinden sarıp sarmalıyor umudu, aşkı ve dünyayı suların akışı, günlerin doğuşu ve sevdanın gül yüzü yeni baştan kaleme almaktadır tarihimizi                                                                           Ahmet Telli

NFT Tam Bir Saçmalık - Luke Savage

Resim
NFT (Değişimi Mümkün Olmayan Dijital Varlık/Non-Fungible Token) kapitalizmin giderek üretim faaliyetlerini bırakması ve zenginlerin tahakkümünü dijital paraya (ether*) genişletme arzusunun simgesidir. Beyhude şeyler bile NFT’den daha işe yarardır. Kimi zaman zaferi, trajediyi veya felaketi yakalayan tek bir görüntü veya dizi bölümü anın ruhunu düz yazıdan daha iyi özetler. Amerika tarihindeki en ikonik kareler düşünüldüğünde birkaç aday akla geliyor. Iwo Jima’da bayrağın dikilişi; suikastçinin kurşunu gelmeden saniyeler önce rahat John F. Kennedy’nin gülümseyişi; Ay’ın yüzeyinde Tanrı ile Komünyon’dan sonra Neil Armstrong’un Apollo 11 kokpitinde gözyaşlarına boğuluşu. Gerçi asla aynı meşhurluğu yakalamasa da ahmak dönemimizi bu hafta The Tonight Show Starring Jimmy Fallon’ın Paris Hilton’ın konuk olduğu son derece tuhaf kısmı kadar çağrıştıran veya simgeleyen başka bir şey düşünmek güçtür. Program türünün özelliği olarak, Hilton ile Fallon arasındaki konuşmaların çoğu klasik geç saa

Devrimci Tıp Üzerine - Che Guevara

Resim
  Kübalıların gündelik özgürlüklerini, devrimci yasaların ilerleyişini ve ve tam bağımsızlık yolundaki gelişmelerini  kutladığı yüzlerce kamusal görevler arasında bu sade kutlama benim için özel anlam taşıyor. Neredeyse herkes yıllar önce kariyerime doktor olarak başladığımı biliyor. Ve doktor olarak başladığımda, tıp okumaya başladığımda, bugün sahip olduğum kavramların çoğu bir devrimci olarak ilkeler dükkanımda yoktu. Herkes gibi ben de başarılı olmak istedim. Meşhur tıp araştırma insanı haline gelmeyi hayal ettim. İnsanlığa yardım etmek için kullanılacak bir şeyler keşfetmek amacıyla yorulmak bilmeden çalışmayı hayal ettim. Fakat kişisel bir zaferi gösterecekti benim için. Hepimizin olduğu gibi ben de kendi çevremin bir çocuğuydum. Mezuniyetin ardında özel koşullardan ve belki de karakterimden kaynaklı Amerika’yı bir uçtan bir uca gezmeye başladım ve her yeri tanır oldum. Haiti ve Santo Domingo hariç bir nebze de olsa diğer bütün Latin Amerika ülkelerini gezdim. Seyahat ettiğ

Taliban, Toyota’ya Niye Bu Kadar Rağbet Ediyor? - Philip Patrick

Resim
Taliban’ın yakın zamanlarda ele geçirdiği askeri teçhizatla verdiği görüntüler Amerika için gururu kırıcı bir aşağılamaydı. Afganistan'daki fiyasko Japonya’da ise daha farklı bir utanca neden oldu.   Kabil’den gelen haberlerde sürekli yinelenen görüntü; silahlı savaşçıların şehrin dört bir yanında Toyota kamyonetlerle taşınmasıydı. Bu durum, ikonik şirketin yönetimi için ciddi bir halkla ilişkiler sorununu doğurdu dahası ilk kez de olmuyordu.    1990’lardan beri dayanıklı ve güvenli Japon “Land Cruisers” aracını kullanan Taliban’ın yanı sıra El Kaide ve ISIS de aynı aracı tercih ediyor. İlgi çekiciliğinin ardında; engebeli arazilere uygunluğunun, silah yerleştirmek için düzenlenebilme kolaylığının, muhabere veya tehdit amaçlı kullanımlarda farklı şekillerde özelleştirilebilir olmasının yattığı görünüyor. Menşe ülke de bu ilgi çekiciliğin bir parçası olabilir. Pasifist anayasasıyla Japonya Orta Doğu’daki çatışmalarda çok az rol oynadı. Budist/Şinto kültürü ile Japonya, Amerika v

Sen ki Hepsini Görüp Yaşayansın

Resim
Anlat bize yürüyüşünün güzelliğini koşunun rüzgarını, köpüren yeleyi toynakların kızgın kıvılcımlarını Dağları anlat bize, eşkiya gecelerini ölümleri ölümsüzlükleri anlat bize sonra tahta'dan tunca dönüşünü Sen ki hepsini görüp yaşayansın Ahmet Telli

Politik, Militan, ‘Sol’ Sinemanın Gücü: Jacques Rancière ile Röportaj II - Javier Bassas Vila

Resim
  Sinema ve politika arasındaki boşluk : Politika ve sinema arasındaki ilişki hiçbir şekilde basit, doğrudan ve nedensel değildir. ‘Filmlerin Politikası’ başlıklı bölümde, ‘Brechtçi paradigmayı’ ‘post-Brechtçi paradigmadan’ ayırdınız. (RANCIÈRE, 2011d: 106): Brechtçi paradigma; ‘bir dünya izahına katılmayı destekleyen kat’iyet düzeyini artırmak için bakışı ve yargıyı keskinleştirmeyi amaçlayan’, durumlardaki gerilimleri ve çatışmaları ortaya döken bir form ile karakterizedir: ‘Marksist izah’. Post-Brechtçi paradigma ise tam tersine gerilimlerin çözümlerini sunacak bir dünya izahı yapmaz. Bunun yerine ‘çözümsüz bir gerilim’ içinde kalır. 1960’lardan 1970’lere geçerken bir paradigmadan diğerine bu tür bir kayma politik mücadelenin pratiklerinde ve amaçlarında bir değişimi de temsil ediyor mu? Örneğin, Dziga Vertov Grubu’nun veya Medvedkine Grubu’nun (Brechtçi paradigma) filmsel pratiği, dili ile Straub-Huillet’in From the Cloud to Resistance (Dalla nube alla resistenza, Jean-Marie Stra