Koronavirüs Kapitalizminde Gündelik Hayat ve Gündelik İletişim-I - Christian Fuchs
Özet
2020’de korona virüs
krizi, küresel boyutta toplumlarda ve gündelik hayatlarında kırılmaya neden
oldu. Makale, korona virüs krizi ışığında toplumların yaşadığı değişikliklere
dair yapılacak eleştirel kuramsallaştırma çabalarına katkı sunmaktadır. Şunu
sormaktadır: Korona virüs krizinde, gündelik hayat ve gündelik iletişim nasıl
değişmiştir? Krizde, kapitalizm gündelik hayatı ve gündelik iletişimi nasıl
biçimlendirmektedir?
İkinci bölüm, korona
virüs krizinde sosyal mekânın, gündelik hayatın ve iletişimin nasıl değiştiğine;
üçüncü bölüm korona virüs bağlamında korona virüs komplo hikâyelerini ve sahte
korona virüs haberlerini analiz ederek ideolojinin iletişimine odaklanmaktadır.
Korona virüs krizi,
insanlığın ve toplumun varoluşsal krizidir. İnsanlar radikal bir biçimde ölüm
ve ölüm korkusuyla karşı karşıyadır. Bu kolektif deneyim, dayanışma ve
sosyalizmin yeni bir biçimiyle sonuçlanabilir. Ancak sonunda ideoloji ve aşırı
sağ üstün gelirse savaş ve faşizm daha gelişe ve genişleyebilir. Politik eylem
ve ekonomi politik, toplumu ve gündelik hayatı
paramparça eden derin ve kapsamlı bir krizde belirleyici unsurlardır.
Anahtar Kelimeler: Korona
virüs, KOVİD-19, gündelik hayat, gündelik iletişim, eleştirel kuram, iletişimin
eleştirel kuramı, iletişim araçları, iletişim teknolojisi, kapitalizm,
ideoloji, sahte haber, yanlış haber, kriz, halk sağlığı, Henri Lefebvre, David
Harvey
1. Giriş
Korona virüs hastalığı
(KOVİD-19) çok bulaşıcı solunum hastalığıdır.
Mikroskop altında bir taça benzemesi gerçeğinden ileri gelmektedir. Virüs
mevsimsel griplerden birinden daha bulaşıcı ve ölüm oranı daha yüksektir. Ateş,
kuru öksürük, solunum güçlüğü ve aşırı yorgunluk içeren yaygın belirtilere
sahiptir. Vakaların çoğunluğu hafif gelişime sahiptir ancak belirli bir
kısmında hayatı tehdit edebilen ciddi pnomoni (zatürre) gelişmektedir. Bu
hastalık ilk olarak Çin’in Hubei bölgesinde 11 milyondan fazla nüfusa sahip
Wuhan’da 1 Aralık 2019’da tespit edildi. Kıta Çin’de 2020 Ocak sonunda
neredeyse 12 bin vaka bildirildi.[1]
Günümüz toplumlarının ağa bağlı ve küresel karakteri göz önünde
bulundurulduğunda, yeni korona virüs (Makalede “korona virüs” olarak bahsedilen,
SARS-CoV-2) kısa bir zamanda küresel
olarak yayıldı. “Önceki deneyimler, giderek artan küreselleşmenin olumsuz
yönlerinden birinin, yeni felaketlerin hızla uluslararası yayılımını
durdurmanın ne kadar imkansız olduğu göstermiştir. Neredeyse herkesin seyahat
ettiği oldukça yoğun bağlantılı bir dünyada yaşamaktayız. Potansiyel yayılım
için insan ağı geniş ve açıktır.” (Harvey, 2020). 11 Mart 2020’de, Dünya Sağlık Örgütü korona
virüsü pandemik (küresel salgın) olarak ilan etti. 29 Mart 2020’de 203 ülkedeki
638.146 korona virüs vakasının 30.105’inin ölümle sonuçlandı.[2]
Virüsün insanlığa ve
insan hayatına tehditlerine bir tepki olarak pek çok ülke kamusal hayatı
kapatma ve sosyal mesafe önlemleri gibi geniş çaplı halk sağlığı önlemleri
almıştır. Bu makale, korona virüs krizinin toplum için etkilerinin sosyal kuram
analizine bir katkıdır: Şunu sormaktadır: Korona virüs krizinde gündelik hayat
ve gündelik iletişim nasıl değişmiştir? Krizde kapitalizm gündelik hayatı ve
gündelik iletişimi nasıl biçimlendirmektedir?
İkinci bölüm korona
virüs krizinde sosyal uzamın, gündelik hayatın ve iletişimin nasıl değiştiğine
odaklanmaktadır. Üçüncü bölüm korona virüs bağlamında; korona virüs komplo
hikayelerini ve sahte korona virüs haberlerini analiz ederek ideolojinin iletişimine
odaklanmaktadır.
2. Korona virüs Krizinde Gündelik İletişim ve Sosyallik
Korona virüs
hastalığına karşı aşı geliştirilmediği sürece virüs mevsimsel griplerden
birinden daha bulaşıcı olması ve görece
yüksek ölüm oranına sahip olması nedeniyle bütün insanların ve oluşturdukları
toplumların hayatlarına bir tehlike teşkil etmektedir.
Küresel salgınla savaşmak
için, WHO [Dünya Sağlık Örgütü] (2020); “sosyal mesafe ve karantina
önlemlerinin zamanında ve eksiksiz bir biçimde uygulanması gerekmektedir.
Ülkelerin benimsemeyi düşünebileceği önlemlerin bazıları şunlardır: Okulların
ve üniversitelerin kapatılması, uzaktan çalışma politikalarının uygulanması,
yoğun saatlerde toplum taşım araçları kullanımının en aza indirilmesi ve
gereksiz seyahatlerin ertelenmesini” önermektedir.
Boris Johnson’ın Sosyal Darwinizmi
Küresel salgına bir
tepki olarak, pek çok ülke halk sağlığı önlemi olarak sosyal mesafeyi uyguladı.
Bazıları sokağa çıkma yasağı gibi sıkı önlemler aldı. Buna karşılık bazıları da
sadece sosyal mesafeyi önerdi fakat kanunla kurala uymaya zorlamadı. Bazı
ülkeler politikalarını değiştirdi. Birleşik Krallık’ta Boris Johnson’ın
Muhafazakâr hükûmeti ilk önce laissez-faire* bir yaklaşım sergiledi. Sosyal hayatı
kapatmadı. Sonrasına Kıta Avrupasındaki pek çok ülke okulların ve hayati
olmayan işyerlerinin kapatılması, toplumsal etkinlerin yasaklanması ve evde
kalınması gerektiği gibi ortak önlemler alındı.
12 Mart’daki basın
toplantısında, Johnson; korona virüs nedeniyle “pek çok aile sevdiklerini zamanında
önce kaybedecek” dedi. Aynı zamanda, diğer ülkelerin aynı zamanda yaptığı gibi sosyal
kapatma gibi önlemleri almadı. Bilim ve tıp alanındaki danışmanlarıyla birlikte
stratejilerinin virüsü sınırlamak yerine “sürü bağışıklığı (herd immunity)”
sağlanana kadar yayılmasına izin vermek olduğunu duyurdu. Kamu Sağlığı İdaresi
Başkanı Chris Whitty, tahmini
planlamalarına göre nüfusun yüzde 80’i enfekte olacağını söyledi. Birleşik
Krallık’ın nüfusunun 66 milyon olduğu ve korona virüsten ölüm oranının ortalama
bir yüzde olduğu göz önüne alındığında tıbbi dilde sürü bağışıklığı denen şeye
ulaşmak için 500 binden fazla insanın korona virüsten ölmesine göz yumulacağı
anlamına gelmektedir. Sky News’daki bir röportajda, Bilimsel Danışma Kurulu
Başkanı Patrick Vallace “Başbakanını dün söylediği gibi elbette artan ölü
sayılarıyla yüz yüze gelme ihtimali var” […] Bu iğrenç bir hastalık” [3]
diyerek stratejiyi savundu.
Johnson ile tıp ve
bilim alanındaki danışmanları en güçlü olanın ayakta kaldığı sosyal Darwincilik
yaklaşımını seçti. Halk sağlığı önlemleri ölüm payı ve miktarını azaltmasına
karşın güçlü olmayanın ölmesine hükûmet
göz yummaktadır. Charles Darwin’in üvey kuzeni Francis Galton (1822-1911) toplumun “insanlığın en güçlülerce temsil
edilmesinin teminiyle Genin (Nature) işleyişine ” dayanması gerektiğin ileri
sürmektedir. Tıpkı kapitalist ekonomide en güçlü şirketlerin hayatta kalmasına
dair Muhafazakâr Parti’nin [Tory] geliştirdiği
önerileri ve uygulamaları içeren Thatcherism gibi, Johnson ve danışmanları
nüfus politikasında aynı ilkeyi uygulamayı planladılar. Yaşlı, güçsüz ve hasta
olanların feda edilmesi anlamına gelmektedir bu. Birleşik Krallık ve Birleşik
Devletler gibi radikal neoliberal toplumlarda, Darwinci Alfred Russel Wallace’ın
doğa kavramı topluma uygulandığında; Korona virüs krizinde “en iyi organize
olmuş veya en sağlıklı veya en aktif veya ben iyi korunmuş veya en zeki olanlar
kaçınılmaz olarak en sonunda bu niteliklerin altındakilere karış avantaj kazanacaklar,
en güçlüsü hayatta kalacak” (Wallace 1889/2009, 123).
Sosyal Mesafe
İnsanlar sosyal ve
toplumsal varlıklardır. Toplumda sosyal ilişkiler içinde sosyal ilişkiler
aracılığıyla yaşarlar. İletişim, sosyalliğin, sosyal ilişkilerin, sosyal
yapıların, sosyal sistemlerin ve toplumun üretim ve yeniden üretim sürecidir
(Fuchs 2020a). Bir sosyal ilişkide en azından iki kişi birbirlerinin
eylemlerini anlamlandırır. Her biri diğerinin yaptığını yorumlarken azından yeni
düşüncelere yol açar ve potansiyel olarak sosyal sistemde değişikliklere neden
olur. Korona virüs krizine bir cevap
olarak sosyal mesafe önlemi, çözünme
anlamına gelmez lakin sosyal ilişkilerin radikal biçimde yeniden düzenlenmesidir.
İnsanlar yüz yüze sosyal ilişkilerden kaçınarak yerine WhatsFpp, Telegram,
Zoom, Skype, Panopto, Blackboard Collaborate, Jitsi, Discord vb. gibi telefon,
sosyal medya, mesajlaşma ve görüntülü iletişim yazılımları yardımıyla
iletişimin düzenlendiği aracılı sosyal ilişkileri (mediated) kullanmaktadır. Sosyal mesafe iletişimden
kaçınmaktan ziyade bulaşma riski taşıyan yüz yüze iletişimin aracılı iletişim
ile ikamesidir. Aracılık hem kaçınma hem de hayatta kalmanın bir strateji
haline gelmektedir. Sosyal mesafe sosyal ve diğer insanlara mesafe koymaktan
ziyade bir mesafede iletişim ve sosyalliktir.
2020’de milyarlarca
insan sosyal hayatının radikal kopuşun ve yeniden düzenlenmeyi yaşamakta ve
uygulamaktadır. Modern toplumlarda gündelik hayatımızı belirli amaçlara ulaşmak
için rutinleşmiş bir tarzda sürekli olarak belirli zaman dilimlerini
başkalarıyla geçirdiğimiz farklı sosyal sistemlerde gerçekleşen sosyal
pratikler olarak düzenleriz. Gündelik hayatımızın kilit sosyal sistemleri evi,
iş yerini ve eğitim kuruluşlarını (kreş, okul, üniversite) kapsar. Ve boş
vakitlerimizi geçirdiğimiz, başkalarıyla buluştuğumu, bir yerden diğerine gidip
geldiğimiz ve gündelik hayatımızın diğer yönlerini organize ettiğimiz herkesin
erişebileceği kamusal mekânlar vardır. Parklar, oyun alanları, kafeler,
trenler, otobüsler, metro, dükkanları bu tür kamusal mekânlardır.
İşbölümü ve etkinlikler
insanların günün belirli zamanlarını belirli mekânlarda geçirmesi anlamına
gelmektedir. Örnek olarak Pazartesi’den Cuma’ya sabah 9 akşam 5 arası bir ofiste
çalışmadır. Bunun anlamı zamanın ve mekânın belirli yerlerde geçirilen belirli
zaman dilimlerine ayrılmasıdır. Kapitalist toplumdaki esneklik, küreselleşme,
sayısallaşma [dijitalleşme], bireyselleşme ve neo liberalleşme gündelik hayatın
zamanını-mekânını dönüştürmüştür. Gittikçe daha fazla insan evlerinde toplumsal
alanların da dahil olduğu farklı mekânlardan farklı zamanlarda çalışmaktadır.
İş yeri, ev ve toplumsal alanlar kısmen yöndeşmiştir. Boş zaman ile çalışma
zamanı, oyun ile çalışma, tüketim ve üretim, ofis ile ev vb. arasındaki
sınırlar bulanık hale gelmiştir. Pek çok insan için, bu eğilim çalışma zamanında
bir artış ve sermaye mantığının geleneksel iş yerlerinin dışındaki mekânlara doğru
genişlemesi anlamına gelmektedir. Giderek daha fazla insan hayatta kalmak için
daha fazla çalışmak zorunda olup bunu güvencesiz şekilde yapmaktadır.
Gündelik Hayat Mekânının-Zamanının Radikal Dönüşümü
Korona virüs krizi
gündelik hayat mekânına-zamanına radikal bir dönüşüm getirdi. İş yerleri ve
toplumsal mekânlar kapandı. Gündelik hayatın fiziksel ve sosyal uzam ayrımı
yıkıldı. Neoliberalizmin gittikçe geliştirdiği ve genişlettiği sosyal
uzamların bulanıklaşması ve yöndeşmesi birden uç noktalara vardı. Kafelerde,
restoranlarda, parklarda, doğada, toplu taşım araçlarında vb. boş zaman ve
ulaşım zamanlarını geçirdiğimiz ara sosyal hayat uzamları boşaltılması hayalet
şehirler ve kentsel hayalet uzamlar yarattı.
Korona virüs krizi
ışığında, politikacılar iki temel politika arasında seçim yapmak zorundaydı.
Şöyle ki, ya radikal bir biçimde gündelik hayatı değiştirecek ve vatandaşların
çoğunluğundan evde kalmasını talep edecekti veya gündelik yaşama neredeyse hiç
müdahale etmeyecekti. İlk seçenek mümkün olduğunca doğrudan iletişimi ve sosyal
ilişkileri azaltarak insan yaşamını korumaya çalışmaktı. Bunun sonucunda ise
ekonomik krizin çıkması kaçınılmazdı. İkinci seçenek, ekonomik krizden kaçınmaya çalışmak için insan
yaşamını tehlikeye atan doğrudan iletişimi ve ilişkilere devam etmekti.
Korona virüs krizi gibi
bir varoluş krizinde neoliberal politik stratejiler, çoğu iş yerini açık
tutmaya devam etmeyi seçer. Bunun tersine sosyalist hükümet stratejileri, toplumun
hayatta kalmasının sağlamak için gerekli olanlar haricinde bütün iş yerlerini
kapatır. İlk stratejide, insan yaşamı ve esenliği ekonomik çıkarların üzerinde
tutulur. İkinci stratejide ise, ekonomik büyüme ve kârlılık insan yaşamının
önüne konulur.
Sosyal mekân belirli mahaller
(locale) içinde kurulmakta ve bölgeselleştirilmektedir (region). Bunlar zaman-mekân
konumlar (timespace location), mıntıkalar (zone), istasyonlar ve evler,
caddeler, şehirler, iş yerleri, okullar, anaokulları, parklar, dükkanlar,
kafeler, toplu taşıt araçları vb. gibi alanlardır (domain). “Mahaller (locale),
etkileşim ortamı (settings) sağlamak için mekân kullanımına atıfta bulunur,
etkileşim ortamları bağlamsallığını belirtmek için gereklidir […] Mahal; evdeki
bir odayı, bir sokak köşesini, bir fabrikanın üretim bölümünü, kasabaları ve
şehirleri, ulus devletlerin işgal ettiği bölgesel olarak (territorially) sınır
çekilmiş alanları kapsayabilir. Fakat mahaller genellikle içten
bölgeselleştirilir ve mahallerin içindeki bölgeler etkileşim bağlamlarını
oluşturmada kritik öneme sahiptir” (Giddens 1984, 118).
Mahal, belirli bir
amacı olan sosyal eylemler ve iletişim için tekrarlamaya işaret eden genellikle
rutinleşmiş biçimde belirli zamanlarda kullanılan belirli fiziksel ve sanal mekândır.
Mekân-zaman; belirli eylem ve iletişim türlerinin fiziksel, mekânsal ve
zamansal (temporal) bağlamında çizilmiş ve sınırlanmış mıntıkalar (zone) ve
bölgeler (region)/(mahal/locale) biçiminde organize edilir. Mahaller;
insanların iletişimsel pratiklerinin yerleri (place) ve fiziksel ortamlarıdır.
Korona virüs krizinde
sosyal mekânlar ve çalışma, boş zaman, eğitim, kamusal alan, özel alan,
arkadaşlık, aile mahalleri evin mahallinde yöndeşti. Ev aynı zamanda iş yeri,
aile ve özel alan, okul, anaokulu, boş zaman, doğal mekân, arkadaşlar ve
profesyonel kişilerle bağlantı kurduğumuz kamusal alandır. Sosyal mekânlar, ev
ile yöndeşti. Bu yöndeşmiş sosyal mekânda zamanı, her biri rutinleşmiş belirli
etkinliklere ayrılmış küçük bölümlere ayırarak gündelik hayatı organize etmek
kolayca zorlaşabilir. Korona virüs krizinde ev gündelik hayatta mahaller üstü (supra-locale)
haline gelmiştir.
Oysa ki gündüz saatleri
pek çok kişi için çalışma zamanı olarak kullanılırken korona virüs krizi
zamanlarında aynı anda; çalışma zamanı, oyun zamanı, eğitim zamanı, alışveriş
zamanı, ev işi zamanı, boş zaman, bakım zamanı, psikolojik olarak başa çıkma zamanı
vb. olması gerekmektedir. Sosyal mekânların evde yöndeşmesiyle belirli
etkinliklere ayrılan zaman dilimlerin yöndeşmesi birlikte gerçekleşmektedir. Sonuç
olarak, insanların genellikle farklı sosyal rollerde farklı zamanlarda farklı
mahallerde gerçekleştirdiği etkinlikler; tek bir evrende, bir mahallede
ağırlıklı olarak ayrılmamış, yapılandırılmamış bir zaman-mekânda yani evde yürütülen
faaliyetlerde yöndeşir.
Bireye Aşırı Yük Yükleme
Bu yöndeşme aynı
zamanda tek bir mahaldeki çoklu sosyal rolleri yönetemeyen bireyin aşırı yük
altına girmesine kolayca yol açabilir. Durum, korona virüs
krizin neden olduğu istisnai psikolojik yüklerle daha da kötüleşmektedir. Bireyler;
ailelerinin, arkadaşlarının ve kendilerinin hayatları hakkında endişe etmekte, onların
ve diğerlerinin hayatların riske atmadan alışverişe ve dışarıya çıkma gibi
gündelik etkinliklerini nasıl organize edeceklerini düşünmeleri, aile üyelerine,
ebeveynlerine ve arkadaşlarına fiziksel olarak yakın olmamaları, ailelerinde ve
topluluklarında kendini izole eden yaşlı, zayıf ve hasta kişileri desteklemek
için zaman ayırmaları vb. gerekmektedir. Bu tür bir krizde, zamanın büyük bir
kısmı hayatta kalmak içindir ve fiziksel, psikolojik ve sosyal olarak hayatta
kalmayı hızla sağlayıcı etkinlikler için kullanılan zamandır. Rutin
etkinlikler, zamanının önemli bölümünün ayrılması gereken zorlayıcı görevler
haline gelir.
Korona virüs krizinde
hayatta kalma çabası gündelik hayatı biçimlendirir. Doğrudan iletişimin kısıtlı
olduğu göz önünde bulundurulduğunda, iletişimi bir mesafeden organize etmek
için daha fazla zaman harcanması gerekmektedir. İnsanlar ölüm, hastalık ve
gelecek korkusuyla baş etmek zorunda olduklarından doğru dürüst “iş göremediği”
ve devam edemediği zamanlar vardır. Kriz zamanlarında insanlar birbirlerine
yardım etmek veya destek olmak için en yakın arkadaşlarıyla bir araya gelmekten
hoşlanırlar. Korona virüs krizinde, bulaşma, hastalık ve ölüm riskini artırması
nedeniyle kalabalık grupların fiziksel yakınlığı önerilmemektedir. Sosyal
mesafe yüzünden sevdiklerinin bir kısmına veya çoğuna fiziksel olarak yakın
olmama pek çok insana aşırı psikolojik yük getirir. Aracılı iletişim biraz
duygusal destek sağlayabilmesine karşın insanlarının birbirlerine dokunma,
hissetme, koklama, kucaklama vb. kapasitesinden yoksundur. Web kamerayla
arkadaşınıza veya akrabanıza güzel sözler söyleyebilirsiniz ama empatik
iletişimin bir parçası olan gözlerinin içine
(kadın/erkek) bakamazsınız. Korona virüs krizinde, alakanın önemli bir
yönü olan fiziksel yakınlığın olmayışı kişiye ek psikolojik yük getirir. Yüz
yüze iletişimle kıyaslandığında aracılı iletişimde aşk, dayanışma, empati gibi duyguların
iletimi çok daha güçtür.
Ev işçileri geleneksel
olarak ev mahallinde aynı zamanda bakım, eğitim, temizlik, yemek, alışveriş
gibi çok farklı işlerle uğraşmak zorundaydılar. Bir bakıma korona virüs krizi ev
mahalline çalışma, sosyal etkinlik ve iletişimi hapseden radikal kitlesel ev
eksenleşme (housewifization) sürecidir. Bu durum çok uzun zamandan beri ev işçileri
için karakteristiktir (Mies, Bennholdt-Thomsen ve Werlhof 1988).
Böyle kapsamlı
olağanüstü durumlarda devletin tutumu belirleyicidir. Neo liberal tutumdan
sosyalist tutuma kadar değişen devlet tutum sürekliliği vardır. Neo liberal
devlet tutumu işsizliğe ve çalışanların güvencesizliğine göz yumar ve sadece
şirketlerin kurtarılmasıyla ilgilidir. İşçi sınıfının sosyal güvenlik, geçim,
gelir, kira ödemelerini ve hayatta kalmasını sağlamaz. Sosyalist devlet tutumu
ise tersine, kriz zamanlarında koşulsuz temel gelir, işçilere ve serbest
çalışanlara maaş ödemelerinin devamı, kira dondurma gibi önlemlerle işçi
sınıfının hayatta kalmasını sağlar. Sosyalist kriz tutumu insanların
fakirleşmeden, borçlanmadan, iflas etmeden vb. krize hayatta kalmaları için
gereken zaman ve kaynaklara sahip olmasını temin eder. Hayatta kalma
çalışmalarında bulunurken insanların nitelikli zamana ihtiyaçları olduğunu
kabul eder. Hayatta kalma çalışması için gerekli maddi temelleri sağlar.
Neoliberal kriz tutumu;
olağanüstü hallerde sermayenin çıkarlarına uygun olarak yeniden düzenlemek için
yoksulluğu, sefaleti, borçlanmayı, güvencesizliği, evsizliği, işsizliği vb. görmezden
gelir. Bu tutum nihayetinde neoliberal kriz yönetiminin hayatta kalmak için
mücadele eden yoksullaşmış, borçlanmış ve güvencesiz işçi sınıfını köleleştiren
devlet örgütlü sermaye diktatörlüğünü kurar. Korona virüs krizi bir taraftan
sosyalizm ve dayanışmanın diğer taraftan da kölelik ve faşist diktatörlüğün
gelişme potansiyelini ortaya çıkaran toplumun bir varoluş krizi ve
kırılmasıdır.
Sosyal Mesafe, Gündelik Hayat ve Korona virüs Krizinde Gündelik
İletişim
Fransız filozof Henri
Lefebvre’nin (1974/1991) mekân kuramından temel alarak eleştirel kuramcı David
Harvey sosyal mekân tipolojisini çizer (Bkz. Tablo 1). Lefebvre’in algılanan
(perceived), tasarlanan (conceived) ve yaşanan (lived) mekân olarak mekânı üç
boyuta ayırmasından yola çıkarak Harvey, fiziksel mekân (physical), mekan temsili
(representation of space) ve temsil mekânı (spaces of representation) arasında
ayrım yapar. Fefebvre’nin kuramına; mutlak (absolute), göreli (relative) ve
ilişkisel (relational) mekân ayrımını ekler. Mekânlar belirli fiziksel
sınırlara sahip mahallerdir yani mutlaktır. Birbirlerine belli mesafedeki
nesneler arasında bağlantı olması nedeniyle görelidirler. Ve nesnelerin kendi
içlerinde birbirleriyle ilişki halinde oldukları için ilişkiseldir. Toplumda,
insanlar sosyal pratikler ve sosyal yapılar yoluyla sosyal mekânı üretir ve
yeniden üretir. Tablo 1, sosyal mekânın belirli yönlerini göstermektedir.
Tablo
1: David Harvey’in (2005) sosyal mekân tipolojisi
Tablo 2 ise; korona
virüs krizinde sosyal mekânların nasıl değiştiğini ve organize edildiğini
göstermektedir.
Tablo
2: Korona virüs krizinde sosyal mekân
Korona virüs krizinde
insanlar evin fiziksel mekânı ile sınırlıdır büyük ölçüde. Bu nedenle evden
gündelik hayatı organize edebilmek için bazı organizasyonel stratejilere
ihtiyaç vardır. Evin mahaller üstü (supra local) mekânında sosyal mekânları
yöndeştiren tarzda insan deneyimler, kavramsallaştırır, yaşar ve böylelikle sosyal
mekân-zaman da üretir.
Gündelik hayat toplumun bütünlüğü
içindeki sosyal pratiklere işaret eder (Lefebvre 2002, 31). Gündelik hayat
toplumun “orta ve aracılı düzeyidir” (45). Lefebvre gündelik hayatın üç
boyutunu tanımlar: doğal zorunluluk biçimleri, nesne ve malların dağıtıldığı
ekonomik alan ve kültür alanı (62). Böylelikle Lefebvre doğa, ekonomi ve
kültürü gündelik hayatın üç önemli alanı olarak görür. Herkesi bağlayan ve
kurallara dönüştürülen kolektif kararların alındığı politik alan burada
eksiktir. Gündelik hayat eleştirisi insanların nasıl yaşadıklarını “ne kadar
kötü yaşadıklarını veya nasıl hiç yaşamadıklarını” analiz eder (18). Lefebvre,
kökten toplumsal değişim aşamasında “gündelik hayatın askıya alındığını,
paramparça olduğunu veya değiştiğini” ileri sürer (109). Korona virüs krizi
askıya aldı, paramparça etti ve gündelik hayatın rutinlerini, yapılarını,
pratiklerinin yeniden organize edilmesini gerektirdi.
Yaşayan (The lived /le vécu)
|
Yaşam (The living /le vivre)
|
Bireysel
|
Grup
|
Deneyim,
bilgi, yapma
|
Bağlam,
ufuk
|
Pratikler
|
Yapılar
|
Varlık (present)
|
Varoluş (presence)
|
Tablo 3: Lefebvre’nin yaşanan
(lived) ile yaşayan (living) arasındaki ayrımı (Kaynak: Lefebvre 2002, 166,
2016-2018).
Lefebvre, gündelik hayatın iki düzeyi
olarak yaşayan (lived) ile yaşam (living) arasında ayrım yapar (Bkz. Tablo 3).
Şekil 1, gündelik hayatın bir modelini gösterir.
Yaşayan gerçeklik düzeyinde,
insanlar iletişimsel pratiklerle sosyal nesneler üretir. İnsan pratiklerini,
üretimini ve iletişimini olanaklı kılan ve sınırlayan yaşam koşulları gibi
yaşam koşulları altında bunu yaparlar.
Pek çok sosyal
sistemlerde bu boyutlardan biri baskındır böylece ekonomik, politik ve kültürel
yapılar/sistemler/kurumlar arasında ayrım yapabiliriz. Yaşanan hayat
düzeyinden, insanlar iletişimsel pratikler yoluyla birbirleriyle ilişki
kurarlar. Bu iletişimsel pratikler insan pratiklerini etkileyen ekonomik,
politik ve kültürel yapılar/sistemler/kurumların üretimi, yeniden üretimi ve
ayrışmasının temelleridir. Herhangi bir toplumda yaşam ve yaşayan diyalektiği
vardır. Bu insan öznesi ile sosyal nesneler arasındaki bir diyalektikdir.
Şekil
1: Gündelik hayat ve gündelik iletişim
İletişim araçları
nesneler ve özneler diyalektiğini ve insanlar arasındaki ilişkileri aracılık
eder. İletişim araçlarının beş türe ayırabiliriz (Tablo 4).
Teknolojinin
aracı rolü
|
Örnekler
|
|
Birincil
iletişim teknolojileri
|
İnsan
bedeni ve aklı, enformasyonunun üretimi, dağıtımı ve alımlanmasında medya
teknolojisi kullanılmaması
|
Tiyatro,
konser, gösteri, kişilerarası iletişim
|
İkincil
iletişim teknolojileri
|
Enformasyonun
üretiminde medya teknolojisi kullanımı
|
Gazeteler,
dergiler, kitaplar, teknolojik olarak üretilen sanat ve kültür
|
Üçüncül
iletişim teknolojileri
|
Enformasyonun
dağıtımı haricinde üretimi ve tüketiminde medya teknolojisi kullanımı
|
CD’ler,
DVD’ler, kasetler, kayıt cihazları, Blu-ray diskler, sabit diskler
|
Dördüncül
iletişim teknolojileri
|
Enformasyonun
üretimi, dağıtımı ve tüketiminde medya teknolojisi kullanımı
|
TV,
radyo, film, telefon, internet
|
Beşincil
iletişim teknolojileri
|
Sayısal
üretici-tüketim (prosumption) medya teknolojileri, kullanıcı türevli içerik
|
İnternet,
sosyal medya
|
Tablo 4: İletişim
araçlarının 5 türü
Şekil 2, korona virüs
kriz zamanında gündelik hayat ve gündelik iletişimin dönüşümünü
görselleştirmektedir. İnsanlar kendilerini izole ederler böylelikle de doğrudan
iletişimsel ilişkilerden kaçınırlar. Bu durum, kapalı bireyler ve küçük kapalı
gruplar düzeyinde yaşayanları görselleştirir. Doğrudan iletişim ve sosyal
ilişkilerin yoğun ağları askıya alınır. Yaşayanların yapısal düzeyinde;
ekonomik, politik ve kültürel boyutlar ayrı mahaller olarak organize edilmez.
Fakat ekonomik, politik ve kültürel hayatın uzaktan organize edildiği ve
yapılandırıldığı bir mahal ötesi (supra locale) formundaki evin sosyal
sisteminde yöndeşmeye eğilimlidir. İnsanlar zamanların büyük bir kısmını
fiziksel izolasyonda, evde geçirmektedir. Ve buradan iletişim ikincil, üçüncül,
dördüncül ve beşincil araçlarını kullanarak bir mesafede sosyal yapılara, sistemlere ve
kurumlara erişmekte ve organize etmekte, birincil iletişim araçlarının yani
yüz yüze iletişimin kullanımından kaçınılmaktadır.
Oysa normal şartlar
altında insanlar gündelik hayatlarında farklı sosyal sistemler formundaki
ekonomi, politika ve kültürü farklı özel fiziksel mahallere giderek organize
ederler. Korona virüs krizinde özel fiziksel mahaller askıya alınır. Bu
sistemlerin yapısal sosyal rolleri muhafaza edilir: Evinin fiziksel mahallinde
bulunan çok sayıda insan bu sistemleri aracılı iletişimin yardımıyla uzaktan
organize eder. İnsanlar birbirleriyle yüz yüze iletişim yerine iletişim
teknolojileri aracılığıyla iletişim kurarlar.
Şekil 2: Korona virüs
krizinde gündelik hayat ve gündelik iletişim
./..
[1] Veri kaynağı:
https://en.wikipedia.org/wiki/2019%E2%80%9320_coronavirus_pandemic_in_mainland_China
[2] Veri kaynağı:
DSÖ , https://www.who.int/emergencies/diseases/novel-coronavirus-2019, Erişim Tarihi: 30 Mart 2020.
Yorumlar
Yorum Gönder