Vahşet, Cinsiyetçilik ve Irkçı Kalıp Yargılar (Stereotipler): Red Dead Redemptıon’ın İnişli Çıkışlı Mirası - Louis Chilton

Rockstar Games western türünün tamamen yeni bir nesile tanıtılmasına yardımcı oldu. Ancak Read Dead’in piyasaya sunulmasından on yıl sonra oyunun çirkin yüzünü görmezden gelmek güçtür.

Tekrar tekrar “Western öldü” dediler ve gün batımına doğru atlarını sürdüler. Şüphesiz başka hiçbir tür, böyle hevesli tak taklarla morga gönderilmedi -tıpkı her yeni nesil İPhone’da olduğu gibi- ve bazıları John Ford’un tozlu tabutuna yeni çivi çakıyorlardı. Ama yine de Western, popüler kültürün çatlaklarına uyum sağlamaya, modernleşmeye, dayanmaya devam etmekte.

Westernlerin sadece sinemanın imgeleminde yaşadığı düşünülürken -Quentin Tarantino’nun kan sıçramış revizyonizmi, geniş bir izleyici kitlesini toplamakta- tür, uzun zamandır bunun çok daha ötesine geçti. 21. yüzyıldaki popüler Westernler hakkında konuştuğumuzda Red Dead Redemption’dan daha önemli konu yoktur.

18 Mart 2010’da PlayStation 3 ve  Xbox 360 konsollarında piyasaya sürülen Red Dead Redemption hemen popüler oldu. At sırtındaki GTA  (Grand Theft Auto) olarak ilan edildi. Çünkü hem ortak yayıncısı Rockstar Games şirketiydi hem de şiddet içeren açık uçlu oynanışı (open-world gameplay) bakımından benzerlik gösteriyordu. 

Oyun özgünlüğü bakımından birkaç puan alabilmesine karşın –GTA ile birlikte 2005’in silahına oldukça büyük borcu bulunmaktadır-  daha fazla puan; stili, kapsamı ve oynanışına yöneliktir.

Red Dead Redemption, karısı ve küçük oğluyla huzurlu bir hayattan başka bir şey istemeyen eski bir haydut John Marston’ın peşinden gitmektedir. Şiddet dolu geçmişi onu bırakmaz. Yorgun argın taşıdığı geçmişini yüzündeki biçimsiz yara izinde görebilirsiniz. Oyun, John’un eski çetesindeki üç kişiyi avlaması ve öldürmesi göreviyle başlar. Aksi takdirde Pinkertons onu özgürlük umudundan mahrum bırakacaktır.


GTA’da yaygın olarak kullanılan kötü hicivlerden farklı olarak oyun kendini ve oyuncularını ciddiye almaktaydı. Saygın film eleştirmeni Philip French; Michael Crichton’ın Westworld’üne benzeterek “Yıllarca orada geçen filmleri seyrettikten sonra Monument Valley’e geldiğimden bu yana kendimi böyle heyecanlı ve kaptırmış hissetmedim.” Red Dead Redemption belki de bugüne dek hiç olmadığı kadar geniş kitleler tarafından sanat eseri olarak değerlendirilen bir oyun oldu.

Dahası, Red Dead kısa bir süre de olsa Western türünü ana akıma geri getiren bir oyun oldu. GTA’nın suç farkındalığından daha iyi bir biçimde türünün farkındaydı ve türünü özümsedi. Tıpkı diğer en iyi Westernler gibi Red Dead de –bir dereceye kadar- kendi hikayesiydi.  Batı’nın anlatılan ve yeniden anlatılan mitlerinin altın ve baruttan nasıl oluşturulduğuna ilişkindi.

Belalı ve hırslı. Oyun klasik Westernlerin en iyi kısımlarından bazılarını ustalıkla amacına uygun hale getirdi. Ancak aynı zamanda başarısızlıklarının pek çoğunu da geri dönüştürdü. Belki de en açık seçik olan siyah karakterlerin, Red Dead dünyasında hemen hemen hiç olmamasıdır. Yalnızca arada sırada ödüllü hedef (bounty target) ve önemsiz oyuncu olmayan karakterler (NPC/Non-player character) olarak görünürler. Tarihçiler dört kovboydan birinin siyah olduğunu tahmin etmesine karşın Western türü siyahları genellikle siler. Tıpkı Coen kardeşlerin farklı, mükemmel filmleri The Ballad of Buster Scruggs gibi en güzel modern Western filmlerinin bazılarında bile devam eden bir sorundur bu. Tarantino’nun tehlikeli ırkçı politikaları hakkında ne söylerseniz söyleyin onun Westernleri şimdiye kadar yapılmış en belirgin ırk bilincine sahip filmlerdir.

Irk ile ilgili tek sorun silme değildir. Kalıp yargı (stereotip) da yaygındır. Bir keresinde Marston, “İrlandalı” olarak bilinen rahatsız edici bir kalıp yargı ile karşılaşır ve arkadaş olur. Kimdi bu İrlandalı? Ve o İrlandalının tembel, güvenilmez bir alkolik olarak betimlenmesi tesadüf değildi. Red Dead’in birkaç (küçük) Çinli karakteri de afyon tiryakisiydi.

Red Dead’in orta bölümü Marston’ı Meksika sınırından geçirir ve Marston orada iç savaşın tam ortasına düşer. Meksika’da, oyunun ikinci plandaki kötü adamlarından biri olan Kaptan Vincente de Santa ile karşılaşır.  Da Santa genç erkek hizmetçi ile ilişkisinde ve diğer karakterlerin onun hakkındaki konuşmalarında vurgulu bir biçimde queer (eşcinsel/ibne) olarak kodlanır.  Ayrıca kurnaz, sadist ve arkasından homofobik şakalar yapılan karakterdir de.

Sonunda öldürüldüğünde bir karakter şöyle der: “Şimdi bir süre genç erkek yatağında güven içinde uyuyacak”.  Oyun ister De Santa’nın gerçekten bir pedofili olduğunu ileri sürsün ister sadece cahil 18. yüzyıl kovboyların pedofili ile queerliği eş gördüğünü varsaysın –pek önemli değil gerçi- De Santa oyunun tek önemli queer temsilidir ve derinden derine aşağılık bir biçimde kötülenmektedir.

Kadınlar başarılı değillerdir. Oyun birkaç kadın karakteri ayrıntılarıyla ön plana çıkarır. Misal, çiftçi Bonnie Macfarlane ve Marston’ın eski bir seks işçisi ve kanun kaçağı olan eşi Abigail. Oyun Abigail’e karşı yineleyici bir peşin hüküm sahibi değildir. Ancak bütününde, kadınlar nesneleştirilmektedir: Red Dead dünyasının barlarında ve karanlık mekânlarında yarı giyinik hayat kadınlarına sadece set dekorasyonu olarak yer verilmektedir.

Bunlardan daha rahatsız edici olan ise kadınlara yönelik şiddettir ve size zorla kabul ettirilmeye çalışılır: Oyunun en üzücü sahnelerinden birinde acımasızca dövülen Bonnie Macfarlane’in boynunda bir ilmekle asılmasıdır.  Buna karşın  bazı şiddet gösterileri oyuncunun tercihine bırakılır. Red Dead hikâyesinde oyuncular görevlerinin dışında masum sivilleri katledebiliyor, seks işçilerini kaçırabiliyor, ellerini kollarını bağlayarak tren raylarına bırakabiliyor, kafataslarına balta saplayabiliyor veya dinamitle onları patlatabiliyorlar. Oyun sürekli bu tür şeyleri yapmaya teşvik etmez ancak zaman zaman  bağlanmış bir kadını trenle un ufak etmeyi oyundaki bir başarı olarak sunar.

Red Dead, ailesine dönmek için Ullysian (Odysseus) yolculuğuna* çıkan dürüst bir kanun kaçağı John Marston hikâyesini anlatmak istiyorsa niçin onu dengesiz bir seri katil olarak davranmasına izin verdi? Yaygın olarak açık uçlu tür olarak nitelenmesine neden olan kum kutusunu (sand box)** sunmasıyla bazı kişilerin oyunun Eski Batı’da ayaklanma çıkarma “özgürlüğünü” verdiğini söylemelerini doğru bulabilirsiniz. Oysa oyun yalnızca özgürlük yanılsaması sunmaktadır.

Marston olarak, krediye başvuramaz veya birinin elini sıkamaz veya “sürekleyici” bulunan başka çok sayıda sıradan aktiviteyi yapamazsın. Zarar vermekte, bozmakta özgür olduğunuz sürece özgürsünüz.

Oyundan geçmişin bütün ırkçılık ve cinsiyetçilik nosyonunun sunumu çıkarmak tatsız bir tarihin yeniden yazımı olurdu denebilir. Fakat Eski Batı’da zulüm hikâyesini anlatacaksak sabit bakış açımız failinin bakış açısı olamaz. Son dönemlerdeki en iyi Westernlerden biri olan David Milch’in usta işi TV dizisi Deadwood’un, Eski Batı’nın vahşetini tasviri rahatsız edicidir. Yine de, Milch kurbanlarını tanımak ve arketiplerin arkasındaki insanlığı ortaya çıkarmaya zaman ayırır. Red Dead’in sendelediği yer de burasıdır. 

2018’in beğenilen Red Dead Redemption 2 tanıtım bölümü için yapılan bazı değişikliklerde, oyunun eksikliklerinin örtülü kabulünü bulabiliriz. Red Dead Redemption 2 hâlâ öncelikli olarak beyaz, erkek kahramanın  (Bitkin bir kötü adam olan Adam Morgan) sömürüsüne dayanmasına karşın kadın ve beyaz olmayan karakterlere daha geniş yer vermekte, hepsi olmasa da daha skandallaşan aşırılıkları törpülemekte.

Üstelik Red Dead Redemption 2 yeni nesil konsol teknolojisinin avantajına sahip. Daha gerçekçi hale getirildiklerinde insanlardaki ayrıntıyı görmek daha kolaydır. Oyunun çağdaş sihirbazlıkları -orijinal Red Dead’in insan karakterleri bugünün standartlarınca kaba ve bayağı görünür- esrarengiz vadinin derinliklerine gömüldü (veya esrarengiz şehir mi demeli?)

Tıpkı 2018’deki halefi gibi Red Dead Redemption hâlâ oynamak için bir patlama yapabilir. Bir on yıl içinde Red Dead’in çirkin yüzünü görmezden gelmek daha da zor olsa da sürekli eskileri yeni ve ilgi çekici hale getiren bir oyundur. Pek çok insanın oyunun cazibesine kapılması ise sadece utanç verici.


Louis Chilton
The Independent muhabiri

* (Ç.N.) Ulysses veya Odysseus; 20 yıllık yolculuğun ardında evine, ailesine döner.
** (Ç.N.) Sand box (kum kutusu, kum havuzu); verilen görevleri yapıp yapmamayı oyuncuya bırakan ve oyuncunun tercihine göre oyunun farklı sonlara sahip olmasıdır.

* Independent’ın 18/05/2020 tarihli çevrim için yayınından alınarak çevrilmiştir.


** Red Dead Redemption oyunu, karakterleri, oynanışı hakkında bilgi almak isterseniz:


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

A’dan Z’ye Roland Barthes’in Mitoloji Teorisi : Mitlerin Eleştirel Teorisi - Andrew Robinson

Eleştirel Söylem Analizi: Sosyal Medyada Kuramlara Doğru-I - Connie S. Albert, A.F. Salam

Denizci Şarkıları (Sea Shanties) - Shamser Mambra