Deniz Korsanları Gibi Konuşmak İstiyorsunuz*, Öyle Mi? Kalas Üzerinde** Yürümenizi Kolaylaştıracak Deniz Korsanı Dili Rehberi - Mike Holtzclaw
Deniz Korsanları Gibi Konuşma Günü Kutlu Olsun! Gün münasebetiyle toplanın dostlar ve korsan dilini öğrenin. Kalaslarınızın sallanmasının üzerinden epey zaman geçtiğinden korsan dili için bir rehber derledik.
Önemli
kelimeler şunlar:
İlk olarak zamirlerle
başlayalım. “You” yerine “Ye” deyin. Mesela; “How are ye feeling today? (Bugün
nasıl hissediyorsunuz?)” Ve birinci kişi sahipliği [my] yerine “me” kullanın.
“I just ate me breakfast (Kahvaltımı az önce yaptım)” veya “Take your hands off
mee booty! (Çek ellerini ganimetimin üzerinden)” gibi.
Kuşkuya kapıldığınızda ‘G'yaaaarrrrrrr.’
“R”’yi yuvarladığınızdan emin olun. (Diksiyon egzersizlerine ihtiyacınız var
ise Deniz Kaptanı McCallister’ın olduğu “Simpsons” bölümlerinden birini takip
edin. Doğru telaffuz ediyor.)
‘Ahoy’u
(“hello/merhaba” anlamına gelen bir selamlama) “Avast” (teknik olarak
“stop/dur” anlamına gelmesine karşın genellikle “Hey! Baksana!” anlamına gelen
bir seslenme olarak kullanılır. “Stop what you’re doing, I have something to
say/Hey!Baksana! Sana bir şey söyleyeceğim” der gibi). ‘Ahoy/merhaba” demek
isteyen bir özentinin Avast/Hey!Baksana!) demesinden daha fazla herhangi bir
şey gerçek bir deniz korsanını kızdıramaz.
Yes yerine ‘aye”
diyebilirsin lakin no yerinde asla “nay” demeyin. (Politikacı bir deniz korsanı
gibi konuşmak istemiyorsan pek tabii)
Ve yeri
geldiğinde aşağıdaki yararlı kelimeleri kullanın:
Booty/Ganimet-
Birilerinden
yasadışı yollarla alınmış malları ifade eder.
(Özellikle mücevher, para veya düğün takıları)
Briny deep- Kullanıldığı
bağlama bağlı olarak okyanus ya da turşu kavanozu anlamına gelebilir.
Bunghole- Mantar
tıpa veya tıkaç ile kapatılan rom ya da bira fıçısındaki açıklık. Bu kelimeyi
tedbirli kullanın çünkü ortaokul çocuklarının istemsizce kıkırdamasına neden
olabilir.
Cap’n- ‘Kaptan’ın’
kısaltmasıdır. Saygı ifadesidir. Kurumsal işyerlerinde bile, İcra Kurulu
Başkanları (CEO) veya patronlar astlarının kendilerine ‘Cap’n’ olarak hitap etmesinden gizlice haz
alırlar.
Clemente- 1955-1972
yılları arası Pittsburg Pirates’ın sağ kanadında oynayan oyuncu
Davy Jones’
Locker***- Denizin dibindeki mezar anlamına gelir. The Monkees**** müzik grubunun konser verirken değerli eşyalarını
sakladıkları yer olan Peter Torks’s Locker (Peter Tork’un Dolabı) ile
karıştırmayın.
Dubloon- İspanyolların
altın sikkesi. Ancak beş, on ve yirmi beş sente (cent) atıfta bulunmak için
kullanabilirsiniz. Mesela; “Otomatik satış makinesi iki yüz sentimi yedi,
Twinkie’mi***** bile vermedi.
Grog- Teknik
olarak seyreltilmiş rom’a denir. Buna karşın kelimeyi alkollü kokteylleri
nitelemek için kullanabilirsiniz. Deniz korsanı ne kadar seyreltmiş rom
tüketirse ayrıntıları o kadar az hatırlar.
Landlubber- Tuzlu
derinlikler (okyanus yani turşu kavanozu değil) için gerekli cesareti olmayan
zayıf iradeli bir sersem
Jolly Roger- Deniz
korsanlarının kafatası ve çapraz kemiklerden oluşan bayrağı. Artful Dodger******, the Angry Codger*******
veya İnternet Blogger’ına atfen de kullanılabilir. (Bu bağlamda
kullanıldığında ‘G’ yumuşak telaffuz edilmelidir.)
Johnny Depp- Gereğinden
birazcık fazla gösterişli kıyafetler giyen bebek yüzlü deniz korsanları için
kullanılan alaycı bir ifade. Birine ‘pretty boy/güzel çocuk” demenin eş
değeridir. Örnek bir cümle: ‘Johnny Depp’den bizimle birlikte baskına gelmesini
istemesek iyi olur. İpek gömleği yırtılabilir!’ Bunun bir üst modeli ise,
birine Orlando Bloom demektir.
Keelhaul********-
Bir
ceza biçimi. Anlamı bilmiyorsanız bile kelimenin kulağa itici geldiğini fark
edersiniz. Birisi sizi sürekli engelliyorsa
gözlerine dik dik bakın ve bağırın: ‘Seni sürüklerim (keelhaul)!’ Sonrasında da,
tavırlarını ne kadar hızlı değiştirdiğini ve size nasıl nazik davrandığını
seyredin.
Matey- Hayat
arkadaşı olmayan yakın bir arkadaş, dost. Romantik bir anda hayat arkadaşına
‘matey’ diye seslenirsen ruh halinin hızla nasıl değiştiğini göreceksin.(Pek
tabii hayat arkadaşın korsan fetişisti değilse. Bu durumda bu kelimeyi
söylerken kaşınızı kaldırıp göz bandı olmayan gözünüzle çaktırmadan bakarak
söylediğinizden emin olun.)
‘No
quarter!’- ‘Teslimiyeti kabul etmeyeceğiz!’ anlamına
gelmektedir. Bozuk paraya ihtiyacın olduğunu söylemek istersen ‘No
dubloon!/Bozukluk versene!’ demelisin.
Pillage- Fiil
olarak kullanıldığında hırsızlık yapmak ve yağmalamak (We’ll pillage the
town/Kenti yağmalayacağız!’); isim olarak kullanıldığında ise bir korsanın
günlük kullanması gereken reçeteye tabi ilaç (‘Don’t take your pillage on an
empty stomach or ye’ll get the cramps/İlaçlarınızı aç karnına almayın yoksa
kramp alırsınız’) manasını vermektedir.
Poop deck- Büyük
gemilerde üstteki güverte. Bir geminiz yoksa bu ifadeye garajın üstündeki oda
için kullanabilirsiniz. Yedinci sınıfa giden öğrencilerinizin kıkırdamasını
istiyorsanız ‘poop deck’ ile ‘bunghole’ kelimelerini aynı cümlede kullanın.
(“Plug the bunghole before it leaks on the poop deck!/Bütün delikleri tıkayın
üst güverteye sızmadan önce!)
‘The Puffy
Shirt’*********- Bütün deniz korsanların en beğendiği
‘Seinfeld’ bölümüdür. Bu bölüm tekrar yayınlandığında gemideki bütün işler
durma noktasına gelir.
Salt (veya
Old Salt)/Yaşlı Tuz- Tecrübeli denizci (Yaşlı denizci; çok
hapşırıyorsa Old Pepper/Eski Biber, saçları kızıl ise Old Paprika/Yaşlı Kırmızı
Biber denebilir.)
Scurvy-‘Stand
back, ye scurvy dog!/Yaklaşmayın sizi aşağılık pislikler!’ Aşağılık veya iğrenç
anlamına gelen küçük düşürücü bir sıfattır. C vitamini eksikliği nedeniyle
ortaya çıkan scurvy/iskorbüt hastalığının adından köken almıştır. İfade, korsanların
turunçgil yemek konusunda fanatik oldukları ve yeteri kadar tüketmeyenlere karşı
saygılarını kaybettikleri izlenimi uyandırmaktadır.
‘Shiver me
timbers!’/‘Aman Allahım!’- Anlamına gelen ve şaşırma anında
kullanılan bağırış ifadesi. Günümüzdeki korsan karşılığı ise ‘Ain’t that a
corker!
Swab- Paspas
ya da temizlik yapmak için kullanılan sopa
Swabby- Paspas
ya da temizlik yapan niteliksiz işçi
‘Swab this!’-
Sürekli
paspas ya da temizlik yapması istenmesi istenen niteliksiz işçinin verdiği
öfkeli bir yanıt (Genellikle deniz korsanı bu yanıtı cinsel organını tutarak verir.)
Walking the plank/Kalas
üzerinde yürüme – Korsanların herhangi bir kişiyi, tuzlu derinliklere (turşu
suyu değil okyanus) düşene kadar tahta bir kalas üzerinde yürümeye zorladığı infaz
biçimidir. Davy Jones’s Locker/Davy Jones’un Dolabı’na (Peter Tork’un Dolabı
değil) batarlar sonunda zaten.
‘Yo ho ho!’- Çok
neşeli olunduğunu gösteren korsan nidasıdır. Damarlarda grog dolaşmaya
başladıkça giderek artan bir tonla tekrar edilir.
* (Ç.N.) Ye; 12. yüzyıldan önce Antik İngilizce’de ikinci çoğul şahıs zamiri (siz) olarak kullanılmaktaydı.
** (Ç.N.) Plank
Walking; Korsanlar düşmanlarını denize atmadan önce güverteden denize doğru
uzanan kalas üzerinde yürüterek bir çeşit işkence yaptıkları eylem
*** (Ç.N.) Davy
Jones’s Locker (Davy Jones’un Dolabı); Denizcilik argosu olarak kökeni 18.
yüzyılın başlarına giden deyim denizin kötü ruhunu ifade etmektedir.
**** (Ç.N.) The
Monkees; 1960’ların sonlarında Peter Tork, Micky Dolenz, Michael Nesmith ve
Davy Jones’un oluşturduğu bir müzik grubu. Grup, esasen dört arkadaşın
eğlenceli maceralarını konu alan Monkees adlı televizyon dizisi için bir araya
gelmiştir.
***** (Ç.N.)
Twinkie; Birleşik Devletlere özgü hazır kek türü
****** (Ç.N.)
Artful Dodger; Charles Dickens’ın Oliver Twist eserindeki yankesici
*******
(Ç.N.) Codger, yaşlı insanlara söylenen argo bir kelime
********
(Ç.N.) Keelhaul; Geminin altından geçen halata bağlanmış denizcinin, geminin
bir tarafından denize atıldıktan sonra diğer taraftaki halat ucunun paralel ya
da pruvadan kıça doğru sürüklenerek çekilmesi suretiyle gerçekleştirilen bir
ceza yöntemi
*********
(Ç.N.) Puffy shirt ya da pirate shirt ya da poet shirt; ön tarafında ve kol
manşetlerinde fırfır olan bol kesimli bir gömlektir. Birleşik Devletlerde 9
sezon yayınlanan Seinfeld dizisinin ‘The Puffy Shirt’ bölümü; Leslie’nin
televizyon şovundaki yoksullara ve evsizlere yardım amacıyla düzenlenen
organizasyonda korsanlara ya da şairlere özgü bu süslü gömleği yanlışlıkla
giymesini konu almaktadır.
* Metin, yazarın Daily Press’in
web sitesindeki 19 Eylül 2018 tarihli yayınındaki makalesinden alınarak
çevrilmiştir.
https://www.dailypress.com/entertainment/dp-pirate-vocabulary-story.html
Mike Holtzclaw
Daily Press’de Gazeteci
Yorumlar
Yorum Gönder