Tweetler Nazi Aleyhtarı Mı? Anti-faşist Protestolarda Twitter, İktidar ve Ağlaşmış Kamular-II - Christina Neumayer - Bjarki Valtysson

 Etiketlerle (Hashtag) politik konumlanma

Anti-faşist protestolardaki etiket öncelikle Twitter akışı için teknik bir filtreleme aracıdır. Ancak aynı zamanda “sosyal işaretleyici” olarak (Zappavigna, 2011) çekişmedeki bir grubu tanımlamak ve bir amacı destekleyen ancak fiziksel olarak irtibatları olmaları gerekmeyen  bireylerin hayal edilmiş bir kolektif duygusunu geliştirmek (Gruzd vd., 2011) için anlam taşımaktadır. Bununla birlikte, olayların kronolojik ve anında anlatısını üreten bir filtre olarak Twitter akışı, gazeteciler, aktivistler, yurttaşlar ve hem karşı protestoları hem de milliyetçi gösterilerinin düzenleyicileri tarafından kullanıldı. Etiketler yoluyla tanımlanan iki Twitter akışının ayrışması, karşı protestoların milliyetçi gösterilerden farklı bir etiket kullandığı Leipzig sitesinde özellikle belirgindi. Bu aşağıdaki tweetlerde aşikar hale gelmektedir:

Anti faşistler #L1610 etiketiyle tweet gönderiyor! Naziler #RaZ10 etiketiyle tweet gönderiyor! (15/10/2010)

RaZ sağcıların #etiketi, #L1610 da demokratların etiketlerinden biri gibi görünüyor. Yanlışsa lütfen beni düzeltin. (16/10/2010).

Doğru etikete dair soru hayati önem taşıdı ve “Nazilere” veya “sağcılar” karşı “anti-faşistler” veya “demokratlar” gibi belirli grupla ilişkilendirildi. Milliyetçi gösterileri düzenleyenlerin Twitter akışını engellemek isteyen aktivistlerin ve sivil toplum ağlarının akışından ayırmak amacıyla etiketin filtreleme işlevi kullanıldı. Bu iki karşıt grubun simgesel bölünmesi olayların iki farklı fakat birbirleriyle ilişkili anlatısını oluşturdu. Ayrımcılık iki kutupluydu bununla birlikte karşı protestolarda oluşan ittifaklardaki kamular arasında ayrım gözetmedi. Sivil toplum ağı Otur Leipzig (Leipzig Takes a Seat), anti-faşist grup Kızıl Ekim'den  (Red October)  ayrı olarak mobilize olmasına karşın milliyetçi gösterileri engellemeye çalıştıkları için aynı etiketi kullandı. Etiket; milliyetçi gösterilere karşı oluşan ittifaktaki kamuların farklı politik konumlarından ziyade sadece Nazileri engellemek isteyen anlık tek bir alana yoğunlaşmış amacı (single-issue) temsil ediyordu. Filtreleme ve sınıflandırma aracı olarak etiket kullanma teknolojinin zımni işlevselliğini bir araya getirmektedir. İlave sosyal   -ve bu olayda politik- bileşen ilgili etiketi kullanarak tweet yoluyla amaçlarını tanımlayan gruplar veya bireyler tarafından dahil edildi. Aşağıdaki tweetin gösterdiği gibi etiket yokluğu çatışmada politik kimliğin bir biçimi olarak etiketin sosyal anlamını göstermektedir:

Naziler #13februar’ı  etiket olarak kullanıyor. Bir şeyler ters gidiyor (13/02/2011). 

13 Şubat’ta Dresden’deki olaylarla ilgili Twitter akışını filtrelemek için kullanılmasına rağmen olaylardaki bütün politik yelpazenin görüşleri etikette bulunmaktaydı ve belirli gruplar ile farklı perspektifleri ayırmıyordu. Çatışmada rakip için farklı bir etiketin yokluğunun eleştirisi etiketin aynı zamanda olaylarla ilgili yalnızca bir akış üretmenin ötesine geçen belirli bir amacı tanımlamak için kullanıldığını ima etmektedir. 

Çatışmada bir tarafla özdeşleşme, kullanıcıların Öteki’nin etiketine stratejik olarak şaşırtmak, müdahale etmek veya Öteki’ni eğlenceli ve mizahi bir yolla eleştirmek amacıyla atıfta bulunduklarında belirginleşir.

#RaZ10 #L1610 Muhtemelen sokaklardaki  35 kişinin tamamına ihtiyaçları var. Tweet göndermek için kimse kalmadı. (16/10/2010)

Nazi Twitter etiketleri #GeMa, #DenkDran’ı istenmeyen içerik olarak bildirin (spam)! (13/02/2011).

Gerçek şu ki, muhaliflerin de iletiyi almaları istendiğinde etiket stratejik olarak çatışmanın bir tarafındaki enformasyonu filtrelemek için kullanıldı. Bu olayda ise her iki etiket kullanıldı. Tweetlerin potansiyel olarak geniş kitlelere ulaşabilmesine rağmen kullanıcılar filtreleme bileşenlerinin farkındadır ve bu nedenle iletiler örtük alıcılara (implied recipient) bağlı olarak belirli ağlaşmış kamular için üretilir. Hesap bildirmek (spamming), muhaliflerin etiketi, etiketin filtrelediği Twitter akışını engelleyerek fiziksel engellemeleri çevrim içi alanda simgesel olarak sürdürmek için taktiksel anlamda kullanıldı. Twitter kullanmanın bu unsurları eğlenceli ve performatiftir. Mizahı ana bileşen olarak kullanırlar. Fakat neo-Naziler gibi ortak düşmanı engellemekten ziyade çekişmede her kesimden destek sağlamak ve ittifakı genişletmek amacıyla geniş tabanlı politik mesajlara atıfta bulunmazlar.

Farklı grupların katıldığı çatışmalarda, etiketin filtreleme aracı olduğunun bilinmesiyle birlikte muhaliflerin Twitter akışına girmek için onların etiketi kullanıldı. Etikette yanlış enformasyon verilerek taktiksel anlamda aktivistler şaşırtılmaya ve yanlış yönlendirilmeye çalışıldı. Özellikle Leipzig’de, taktik olarak sahte özel gösteriler ve toplantılar gibi yanlış enformasyon vermek için muhaliflerin etiketi kullanıldı. Twitter işlevlerinin inşa ettiği bu taktik, ağlaşmış kamuların akışkan doğasında hareket etmektedir. Bununla birlikte, çok geçmeden kullanıcı profil kimliğinden sahte enformasyon ve mobilizasyon tweetleri ve olaylar içindeki politik konumu ortaya çıkarıldı. Bu durum bir tweetin yazarı için olumsuz sonuçlar doğurabilir. Böylelikle olaylarda Twitter’da oynanan dairesel iktidarın altını çizmektedir. Tweetlerin miktarı, karşı protestoların politik amaçlarını güçlendirmek için önemlidir ancak aynı zamanda Twitter profillerinin ardındaki kimliklerin tespit edilmesi sivil itaatsizlik eylemleri konusuna yetkililer tarafından kendilerine karşı kullanılması da ters etki yaratabilir. Dolayısıyla iktidar Twitter’da olaylardaki farklı ağlaşmış kamuların diğer eylemleri üzerinde bir dizi eylemlerle yeniden inşa edilir ve meydan okunur. 

Etiket sadece gruplar içindeki eylemleri takip etmek için değil çatışan tarafların eylemlerini gözlemek, izlemek, müdahale etmek ve olaylar içinde politik bir konuma ait olmayı göstermek için de kullanıldı. Sonuç olarak enformasyonun farklı akışları için etiketin bir filtre olarak işlevselliğine karşın aynı zamana çatışmadaki politik konumu simgesel temsil de etmektedir. Olaylarda ilgili etiketin kullanımı, çatışmanın bir tarafıyla olan ilişkisini açıkça göstermek amacıyla kullanıldı. Bu kimlik yoluyla, çatışmadaki iki taraf birbirleriyle etkileşime girdi ve Twitter’da metinsel temsiller aracılığıyla sokak eylemleri simgesel olarak yeniden üretildi.

Bununla birlikte, bu temsiller örneğin kurumsallaşmış kitle iletişim araçlarının Twitter etiketiyle oluşturulan enformasyon akışının gözlemlenmesinin yanında kitle iletişim araçlarının haberlerine, YouTube videolarına veya mobilizasyon web sitelerine atıfta bulunan tweetlerin oluşumunda olduğu gibi daha geniş bir medya ortamının bir parçasıdır.

Öteki’ne Doğrudan Tweet Gönderimi

Kamuya açık ve ilgili etiketin kullanılmasıyla da enformasyon akışına dahil olmasına karşın @kullanıcı adını kullanarak belirli bir kişiye iletilen mesaj göndermek kişiler arası iletişime benzer. İletilen mesajların çoğu, sokaklardaki güncel olaylar hakkında insanları enforme etmek için grupların içindeki üyelere çoğunlukla da çekirdek Twitter hesaplarına yöneliktir. Aktivist grupların yanı sıra medya kuruluşları veya alternatif medya çekirdek Twitter hesaplarıdır. Çatışmanın her iki tarafındaki grupların mobilizasyon web sitelerinde ve grupların blog sayfalarında [ilgili] Twitter etiketi ile Nazi’siz Dresden gibi belirli grupların Twitter hesapları özellikle de karşı protestolarda güvenilir ve anlık enformasyon kaynakları olarak duyuruldu. Olaylardaki enformasyonun merkez dağıtıcıları olarak çok sayıda takipçisi olan ve protestolardaki güvenilir ve anlık enformasyon kaynakları olarak hareket ettiler. Bu tweet Nazi’siz Dresden hesabına iletildi:

@[hesap adı] RT: #Naziler  [istasyon adı] istasyonuna değil merkez istasyona gidiyorlar! #19februar (19/02/2011)

Sokaklardaki katılımcıları enforme amacıyla çekirdek aktivist profillerin hesap adlarına yeniden dağıtım için enformasyon gönderilmesi bütün olaylarda kullanılan yaygın bir taktiktir. Bu durum Twitter’daki ve karşı protesto örgütlerindeki görünüşteki düz hiyerarşiye (flat hierarchy) karşın enformasyonun yayılması konusunda bazı kullanıcıların merkeziliğini temsil etmektedir. Gazetecilere doğrudan hitap ederek onlarla etkileşimde bulunmak aktivistlere medya haberlerine anlık tepki verme ve enformasyon sağlama imkanı sunmaktadır.

@[gazeteci]: Az önce [mevki ismi] hasarın fotoğrafını aldık: [fotoğrafa bağlantı verme] #19februar#fb (19/02/2011)

Aktivistler Twitter’ı, anlık ve dolaysız olması, gazetecilerle doğrudan iletişim kurma ve medya kuruluşlarıyla etkileşimde bulunma olasılığına sahip olması nedeniyle olaylar hakkında kendi perspektiflerini sunmak için kullandılar.

Tweetlerin bu biçimleri, ana akım medyadaki haberlerin aktivistler için önemli bir rol oynadığını özellikle kitlesel mobilizasyonu engellemelerde kilit bir strateji olarak kullanan karşı protestolarda önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Buna karşın Twitter ana akım medyadaki haberleri eleştirmek için de kullanıldı. Böylelikle kurumsallaşmış kitle iletişim araçlarının merkeziliği, iktidar ilişkileri olan daha geniş bir medya ortamının parçası olarak Twitter’ın rolünün altını çizmektedir. Olaylarla alakalı iletişim sarmalında kurumsallaşmış medya merkezi bir yere sahip iken ağlaşmış kamular Twitter’ın işlevlerinden yararlanarak bu merkeziliği beslediği gibi aynı zamanda meydan okurlar da.

Mizahi ve eğlenceli retorik, iktidara meydana okumak için Twitter’da kullanılan taktiklerdir. Bu çatışmadaki muhalif tarafın ele alınmasında belirgin hal almaktadır. Etiketin kullanımı yoluyla zaten görünür olmuştu ama aynı zamanda milliyetçi gösterilerin organizatörlerinin Twitter hesaplarına yönelik tweetlerde de görünür oldu.

@[kullanıcı adı] Nazilerin de cep telefon var. İzin aldılar mı? Führer onay verdi mi?

Anti-faşistler, Öteki’ni (neo Naziler) esasen merkezi ve lider odaklı olarak tanımlarlar. Doğrudan mesajlar genellikle gerçek tartışmadan veya yargılamadan çok yapılan yorumlara verilen tepkiler biçimindedir. Bu da platformun mevcut eylemle ilgili belirli bir zaman dilimi içinde bir fikri ifade etme dolaysızlığının altını çizer.

Kullanıcı 2: [kullanıcı adı1] Gösteri yapma hakkına sahip oldukları konusunda hem fikirim… Ve aynı zamanda (daha büyük olsa bile) #karşı protesto hakkına da sahipler! #13februar [13/02/2011)

Kullanıcı 1: [kullanıcı adı2] İfade özgürlüğü hakkı yok. Öyle olsa sağcıların da olurdu. #13februar (13/02/2011)

Bu doğrudan mesajlar iki bireysel kullanıcı arasında kamuya açık yapılan tartışmanın bir parçasıdır. Anti-faşistlerin ve sivil toplumun kitlesel engellemelerine tepki gösteren sağcılar, protestolarını neo Nazilerin yürüyüşlerinin yakın çevresinde yapmak için yasal izin alamayan anti-faşistler, ifade özgürlüğünün temel bir hak olarak ifade özgürlüğü olduğunu ileri sürdüler. Doğrudan mesajlarda bu konular grupların yanı sıra politik yelpazenin bütününde de ele alınması ve tartışılması ağlaşmış kamuların akışkan doğasına işaret etmektedir. Bağlam, çatışma ve çekişmede hayal edilmiş toplulukların (imagined community) sınırlarını, aralarındaki ilişkileri, farklı kamuların tepki vermelerini ve yeniden dağıtımlarını aynı zamanda iktidarı yeniden müzakere etmelerini belirlemektedir.

Reweetlerle Değerlerin Paylaşımı

Retweetlerin temel işlevi Twitter’ın teknik ağ altyapı özellikleriyle enformasyonu çoklaştırmaktır. Bununla birlikte, retweet karşı protestolarda muhalefete kendini ifade etmek için olanak sağlamaktadır. Böylelikle retweet sokaklardaki engelleme girişimlerinin simgesel olarak yeniden üretimi için kullanıldı:

Halledildi. RT @[kullanıcı adı]: Naziler engellendi – Twitter’da da: @[kullanıcı adı 1] @[kullanıcı adı 2] @[kullanıcı adı 3] @[kullanıcı adı 4] #13februar (13/02/2011)

Milliyetçi gösterileri organize edenlerin kullanıcı hesaplarını bildirmek (spamlamak) için reweetleyerek Twitter’da yapılan engellemeler, sokaklardaki protestocuların değerlerini paylaşmanın yanı sıra sokak engellemelerini yeniden üretmek için simgesel bir eylemdir. Aynı zamanda, sokaklardaki protestolarla karşılaştırıldığında eylemlilik için daha az çaba gerektiğini söylemektedirler. Genel olarak retweet, enformasyonu ve değeri  çoklaştırmak için kullanılmaktaydı fakat amaç her zaman ana akıma meydan okumak ve karşı söylemi üretmek değildi. Bazen haber medyasındaki yazıları da çoklaştırdı:

RT @[kullanıcı adı]: LKA Saxony bu akşam Nazisiz Dresden ofisine baskın düzenledi. [medya haberine verilen bağlantı (link)] #19februar #dd_nazifrei (19/02/2011).

Bu habere enformasyonu aktivistler sağladı ve buna göre haber yapıldı ve sonrasında da enformasyonu dağıtmak amacıyla retweet edildi. Özellikle videolara, blog yayınlarına veya IndyMedia makalelerine bağlantı verildiğinde Twitter olayları kendi perspektiflerinden göstermek isteyen aktivistlerin ve kitle iletişim araçlarının ürettikleri enformasyonları yayan bir çoğaltıcı olarak kullanıldı. Enformasyon çoğaltıcısı olarak retweetlerin kullanımı mesajdaki örtülü değerleri ve ilgili politik konumu desteklemektedir. Retweetler vasıtasıyla enformasyonu çoğaltma; çoğaltılan tweete ve muhalifliği dile getirip getirmediğine veya iktidarı destekleyip desteklemediğine bağlı olarak mevcut iktidarı güçlendirebildiği gibi meydan da okuyabilir. Eğlence ve mizah; bir mesajın retweet biçiminde çoğaltımını harekete geçirmek, mesajın ağlaşmış bir kamu içinde ve olaylarla ilgili daha geniş iletişim sarmalında yayılmasını teşvik etmek amacıyla taktiksel olarak kullanılabilir.

Twitter’da İktidar Çekişmesi

Çekişmelerde, haber medyası ile etkileşim ana akım medya söylemine meydan okumada önemli bir role sahiptir. Aktivistler haber medyasında resmedilme biçimlerine meydan okumaya, sıklıkla haklarında çizilen şiddet ve kaotik resimlerin aksine kendi politik amaçlarını iletmeye çalışırlar (Juris, 2005). #19februar etiket akışında en fazla retweet edilen mesajlardan biri aktivistlerin şiddet eylemlerine dair bakışlarını gösteren cep telefonuna kaydedilen bir Youtube videosudur. Twitter’ın egemen söyleme meydan okumak için enformasyonu çoklaştırmak amacıyla kullanılabildiğinden beri ana akım ve alternatif medya arasındaki iktidar ilişkilerine potansiyel olarak meydan okuyabilir. Twitter stratejik olarak kitle iletişim medyasında aktivistlerin sadece şiddet dolu olarak sunulduğu olaylarla dair alternatif medyadaki videolara, resimlere, blog yayınlarına ve makalelere verilen bağlantılarla “gerçek” enformasyonu yaymak için kullanıldı. Medyaya ve haberciliğine yönelik genel güvensizlik birçok kez ifade edildi:

Sevgili El Cezire, muhabirlerinizi lütfen buraya gönderin, bizim medyamız ya devlet tarafından sansürleniyor ya da izlenme oranlarını artırma peşinde #19februar #19februar #policeviolence (19/02/2011).

Protestolar DerStandard.at gibi yabancı haber medyasında yer bulmasına ve El Cezire tarafından canlı yayın yapılmasına karşın ulusal kamu yayıncıları protestolara yeterli yer vermemekle eleştirildi. Aynı zamanda, Dresden’deki alternatif yerel bir radyo istasyonu, özellikle merkez soldaki gazetelerde çalışan muhabirlerin aktivistlerle doğrudan diyalog kurmasını sağlamak amacıyla enformasyon dağıtımı mecrası olarak Twitter’ı kullandı.

RT @[gazeteci]: Biber topuyla (pepper ball) yaralanan biri var mı aranızda? #19februar (Şu anda bu konuyla ilgili bir makale yazıyorum) (19/02/2011).

Twitter’ın harekete geçirdiği iletişim alternatif medya, karşı kamular veya kitle iletişim araçlarıyla sınırlı değildir. Ancak iletişim sarmalında bağlama bağlı olarak belirli roller üstlenir. Bundan dolayı ya gazetecilerin bireysel olarak enformasyon araması biçiminde veya meydana gelen olayların genel temsilinde Twitter makro medya tarafından da kullanılır. Hem hakikatin belirli temsili olarak hem de hakikati aramanın bir unsuru olarak kullanılmaktadır.

Sonuç olarak, Twitter bağlama bağlı olarak muhalefeti üretmeyi kendileyebilir. Ana bileşen olarak karşı protestodaki katılımcılar, teknolojinin protesto olaylarındaki rolünü güvenle yansıtır. Leipzig’deki karşı protestolara iştirak eden bir katılımcı tweetinde vardığı yargı şudur:  

Hiçbir zaman Twitter’a sıcak bakmadım ancak bugün oldukça yararlı oldu (16/10/2010).

Buna karşın kurumsal ve yasal etkisi nedeniyle Twitter’a karşı bir güvensizlik de vardır:

#Twitter pek çok Twitter müşterisini devre dışı bırakmışa benziyor. Tam da #19februar sırasında. Bu kapitalist demokrasinin aslında ne olduğunu göstermiyor mu? #linke (19/02/2011).

Twitter, kapitalist bir ortam içinde geliştirildiğinden sistemle savaşmaya çalışan gruplar için sınırlılıkları vardır. Bu,  insanların sivil itaatsizlikteki eylemlilikleri sırasında ancak Twitter’ı kullandıklarında bir meydan okuma olabileceği gibi başka bir sonuca daha götürür bizi. Başka bir deyişle Habermas’ın (1989) kitle iletişim araçlarında kamusal alana bir meydan okuma olarak öngördüğü kurumsal etki, aynı zamanda Twitter gibi kullanıcı türevli içeriğe dayanan platformlardaki iktidarın eşit dağılımına da meydan okumaktadır.

Enformasyonun mobilizasyonu ve yayılımı için olumlu bir etki yarattığı kesin olan kamuya açık hali, mikro blog platformunun altyapısını sağlayan şirketin müdahalesi nedeniyle sınırlanabilir. Twitter, politik yelpazenin bütününde mobilizasyon ve kitlesel eylem koordinasyonu için başarılı biçimde kullanılmasına rağmen şirketleşmiş  olmakla eleştirilmektedir.. Sivil itaatsizlik içinde hareket ettiklerinde kendilerini büyük bir riske soktuğu için de ittifakın radikal grupları onun görünürlülüğünü eleştirmektedir (Benzer sonuçlar için bkz. Askanius & Gustafsson, 2010).

Kitlesel mobilizasyonda, işlevler sokaklardaki karşı protestoların yanı sıra fiziksel olarak eylemlerde bulunmayan destekçilere ait hayal edilmiş kolektiflerin ortaya çıkmasına olanak sağlamaktadır. Tweetler böylece sokaklardaki protestocuların desteklediği amaçla ilgili dayanışmayı ifade edebilir:

Bugün orada olamadım ancak kalbim sizinle beraber #L1610 (16/10/2010).

Twitter akışı böylece ağ yoluyla olaylar hakkında farkındalık yaratmak için bir fırsattır. Bu durumda, Twitter akışından ziyade takip ettikleri hesabın tweetlerini okuyarak olaylara karşı farkındalık geliştiren bir hesabın takipçileri daha önemlidir. Eylemlerle dayanışma gösterilmesiyle kullanıcılar fiziksel olarak bulunmadan amaca destek vererek ağlaşmış kamuların parçası haline gelirler. Gerçek/fiziksel irtibatın oldukça düşük düzeyde olmasına karşın gönderdikleri tweetler olaylarla ilgili yaratılan iletişim sarmalının önemli bir parçasıdır. Dresden olaylarında, #19februar etiketi dünyanın popüler gündem konusu haline geldi ve milliyetçi gösterileri geçici olarak engelleme gibi  (karşı protestolarda birleşen alt grupların daha geniş politik projelerin bağlamından ayrılmasına karşın) tek bir alana yoğunlaşmış politik amacı (single-issue) twitter kamusal alanında (twittersphere) önemli bir konu haline geldi. Fakat milliyetçi gösterileri engellemek için sivil toplum, anti faşist gruplar, politikacılar Sivil Toplum Kuruluşları ve Dresdenli vatandaşların oluşturduğu birlik olaylardan sonrası dağıldı. 

Ayrıca, yanlış anlaşılma nedeniyle başka bir ağlaşmış  kamuyla bağlantı kurulması, ağlaşmış kamuların akışkan doğasının ve bağlama ne kadar bağlı olduklarının bir örneğidir. #19februar Twitter’da dünyanın popüler gündem konusu haline geldi ve “February”nin Almanca yazımında “y harfi olmaması” (Februar) nedeniyle Justin Bieber’ın doğum tarihi ile karıştırıldı. Bu sadece Twitter etiketleri vasıtasıyla yapılan iletişimin kırılganlığına değil aynı zamanda sosyal kültürel bağlama da işaret etmektedir. Şöhretlerin etkisinin  belirli dil ve sosyal bağlamdan ayırarak gerçek politik amacın yerini alması Twitter’daki ağlaşmış kamuların akışkanlığının altını çizmektedir.

Ağlaşmış kamular ve iletişimsel uzam olarak Twitter’da ortaya çıkan farklı hayal edilmiş kolektifler içinde daha radikal grupların kullandığı yöntemleri eleştiren bir fraksiyonun var olduğunu görmekteyiz:

RT @[kullanıcı adı]: Nazi yürüyüşünü engellemeniz güzel. Fakat bunu şiddet olmadan yapabilir misiniz? Çok kötü. (19/02/2011)

Engellemelere katılan bazı katılımcılar, takipçisi oldukları politik amaç nedeniyle değil de kullanılan yöntemler açısından kendilerini daha radikal aktivistlerden farklılaştırmaktadır. Protesto olaylarından sonra ifade edildiği gibi anti-faşistlerin politik amaçlarını desteklemelerine karşın kullandıkları yöntemleri kabul etmemektedirler. Farklı politik konumlar Twitter’da daha aşikar hale gelmektedir. Ancak bu farklı politik konumlar, Twitter’ın teşvik ettiği anlık olma ve mobilizasyon yerine iletişimi, tartışmayı ve etkileşimi teşvik eden diğer platformlarda daha fazla belirgindir. Protesto olaylarında oluşan ittifaklar bu nedenle geçicidir, ortak düşmana yöneliktir ve olaylardan sonra dağılır. Protestolarda ittifakı oluşturan farklı ağlaşmış kamularda üretilen iletişim sarmalında Twitter ve işlevleri daha büyük bir medya ortamının bir parçasıdır.

 Ağlaşmış Kamuların Twitter’da Çekişme Taktikleri

Fiziksel protesto olaylarıyla ilgili Twitter akışını analiz ederek iktidarın yeniden üretmek ve iktidara okumak amacıyla şu taktikleri kullandıklarını belirlemekteyiz:

Değer paylaşımı: Anti faşist protestolarda, farklı politik görüşe sahip pek çok farklı grup ortak bir amaç etrafında birleşmektedir. Bu özellikle olaylara dair Twitter akışında filtreleme aracı olarak işlev gören ancak aynı zamanda protestolardaki politik bir konumu temsil ederek politik anlam taşıyan etikette açıkça görülmektedir. Bununla birlikte, politik değerler ve belirli bir gruba ait olma ifade ve retorik yoluyla metinsel temsillerde de gözlemlenebilir. Fiziksel olarak çatışmada yer almadan örneğin dayanışma tweetleri gibi değerlerin paylaşılması, Twitter akışını güçlendirerek amacı destekler yani belirli bir etikette tweetlerin sıklığıyla simgesel değer yaratır.

Çevrim içi engellemeler: Sokaklardaki fiziksel engellemeleri simgesel olarak yeniden üretmek için kullanılan en belirgin taktiklerden biri Twitter’da etiketi veya doğrudan tweet göndermeyi kullanarak Twitter akışını veya Öteki’nin hesabını engellemenin yanı sıra sokak eylemlerinde çatışan grupların katılımcılarını  taktiksel olarak şaşırtmaktır. Sokaklarda kendileriyle benzer düşünenler eylem yaparken çevrim içi ortamdaki bu sivil itaatsizlik eylemi niteliği olmayan simgesel engellemeler, eylemlere dair politik amacı desteklemekle birlikte bu destek sadece simgesel bir anlama sahiptir. Yine de simgesel düzey; Twitter’daki ağlaşmış kamular ve kamuyu oluşturan hiyerarşiler ve iktidar ilişkileri iktidara ve egemenliğe meydan okumada destekleyici olabilirler.

Birbirlerini izleme: Etiket, politik bir amaç için filtreleme aracı olarak kullanılmasının yanında Öteki’ne dair politik kimlik inşa etme aracı olarak da kullanılır. Milliyetçi gösterilere ve karşı protestolara katılanların birbirlerini izlemeleri sokaklardaki karşı grupların eylemleri hakkında bilgi sahibi olmak için kullanılan taktiklerden biridir. Aynı zamanda, Öteki’nin Twitter akışını gözlemleme tepkimeye, aktivistlerin Öteki hakkında yorum yapmalarına ve onların hareketlerini yargılamalarına yol açar. Bütün aktivistler, gazeteciler ve yetkili makamlar; karşı kamuların ortaya çıkışını gözlemlemek amacıyla stratejik olarak Twitter’daki bu enformasyon akışlarını kullanır. Böylelikle izleme, yetkili makamlar veya ana akım medya tarafından kendi eylemleri hakkında enforme etmek ve bildirmek amacıyla kullanıldığında var olan iktidar ilişkilerinin bir ifadesi olabilir.

Yayma: Ek medya içeriklerine veya Youtube veya bloglar gibi platformlardaki kullanıcı türevli içeriklerine bağlantı vermek enformasyonun Twitter’da yayılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Daha fazla takipçiye sahip olması nedeniyle enformasyonu daha geniş kitlelere yeniden dağıtabilen gazeteci veya çekirdek aktivist grup hesapları gibi çekirdek hesapların stratejik kullanımı birkaç kullanıcının merkeziliğini yansıtmaktadır. Twitter’ı herkesin kullanabilmesine  (tweet gönderebilmesi) karşın aktivistler stratejik olarak geleneksel hiyerarşiler içinde etkileşimde bulunmaktadır.

Egemenliğe meydan okuma: Olayları yeterince haberleştirmedikleri için aktivisitler kamu televizyon ve radyo yayıncılarını eleştirmelerine karşın #19februar protesto etiketi dünya gündeminde popüler bir konu oldu. Twitter, protesto hakkında farklı bir perspektif sunmak için enformasyonu yayarak egemenliğe meydan okumak amacıyla stratejik olarak kullanılabilir. Ayrıca doğrudan gönderilen tweetler yoluyla gazetecilerle etkileşimde bulunarak ana akım medyadaki egemen söylemi etkileme gayesiyle de kullanılabilir. Özellikle de, medya söyleminde zaten ilgi görmüş olaylarda. Aynı zamanda, geleneksel iktidar yapıları, Twitter’da ağlaşmış kamulardaki egemen çekirdek hesapların yanında Twitter’daki metinsel temsillerde sembolik olarak yeniden üretilir.

Gösteri, eğlence, mizah ve performatiflik : Anti-faşist protestolarda Twitter akışının önemli unsurları eğlence ve mizahtır. Ünlülerin merkeziliği, tweetlerin performatif ve eğlenceli karakteri sokaklardaki fiziksel olayların sembolik yeniden üretimi olarak düşünülebilir. Ancak  bu durum tweetlerin belli politik mesaja sahip olmayan ve bu nedenle de  “gürültü” veya “istenmeyen” iletiler olarak da alımlandığına da işaret etmektedir. Belli bir amaç ve “neo-Naziler” olarak nitelendirilen ortak düşmanın çıkarına olan olayların neredeyse apolitik karakteri Twitter’da yeniden üretilen kitlesel mobilizasyon için  kullanılan bir taktiktir. Tweetlerin mizahi ve performatif karakteri olayların daha geniş politik bağlamından kaynaklanır. 

Sonuç

İletişimsel bir uzam olarak Twitter belirli hayal edilmiş toplulukların (imagined community) ağlaşmış kamular biçiminde ortaya çıkmasına olanak sağlamaktadır. Twitter’ın işlevleri sayesinde var olan hayal edilmiş kolektifler yine Twitter’ın olanak sağladığı sayısal iletişimin belirli biçimine girdiklerinde ağlaşmış kamular olarak oluşturulur. Twitter'da oluşturulan kamular, belirli bir amaç için farklı politik konumlardaki grupları birleştirir yani “demokratik çoğulculuk/plüralizm” içinde (Laclau & Mouffe, 1985) “ortak düşmana” karşı bir topluluk oluşturmak amacıyla (Mouffe; Carpentier & Cammaerts, içinde 2006) uyuşmazlıkları bir kenara bırakır. Ancak bu heterojen topluluklar sürdürülmez ve olaylardan sonra tekrar dağılır.

Bu olaylar hakkında Twitter’da inşa edilen kamular, Habermas’ın (1996) kavramlarıyla “soyut” veya “ara sıra” kamulardır. Bu bakımdan da bir performansın unsurlarını taşıyan politik bir olaydır. Mikro kamular, kitle iletişim araçlarının inşa ettiği iletişim sarmalı olarak tanımladığımız makro kamularla sürekli etkileşim girerler. Twitter’da görünür hale gelen kamular mikro blog platformlarında var olmaz veya ortaya çıkmaz sadece var olan iktidar ağı ile iç içe geçerler. Çekişmede Twitter’daki ağlaşmış kamular böylelikle karmaşık iktidar oyununa katılan ağlar arasındaki ağlardır. Twitter’ın işlevleri farklı ağlaşmış kamular içinde ve arasında iletişimin belirli formlarını olanaklı kılar ve politik direnişin yeni biçimini olanaklı hale getirmekten ziyade olaylar ilgili daha geniş iletişimler sarmalı ekler.

 Kaynakça

Askanius, T. & Gustafsson, N. (2010). Mainstreaming the Alternative: The Changing Media Practices of Protest Movements. Interface 2(2), 23-41.

Brouwer, D.C. (2006). Communication as Counterpublic. In G.J. Shepherd, J.S. John and T. Striphas (Eds.), Communication as ... Perspectives on Theory (pp. 171-177). London, Thousand Oaks: Sage.

Carpentier, N. & Cammaerts, B. (2006). Hegemony, Democracy, Agonism and Journalism. Interview with Chantal Mouffe. Journalism Studies 7 (6), 964-975.

Castells, M. (2009). Communication Power. Oxford: Oxford University Press.

Castells, M. (2001). The Internet Galaxy: Reflections on the Internet, Business, and Society. Oxford: Oxford University Press.

Chadwick, A. (2010). The Political Information Cycle in a Hybrid News Systems: The British Prime Minister and the “Bullygate” Affair. The International journal of Press/Politics 16(3), 3-29.

Creswell, J.W. (1998). Qualitative Inquiry and Research Design. Choosing Among five Traditions. London: Sage.

Dahlberg, L. (2007). Rethinking the fragmentation of cyberpublic: from consensus to contestation. New Media & Society 9(5), 827-847.

Dwyer, T. (2010). Media Convergence. Maidenhead: Open University Press.

Fairclough, N. (2003). Analysing Discourse. Textual analysis for social research. London, New York: Routledge.

Feenberg, A. (2010). Between Reason and Experience. Essays in Technology and Modernity. Cambridge, MA: MIT Press.

Foucault, M. (2003). Archaeology of knowledge. New York: Routledge.

Foucault, M. (2002). The Subject and Power. In J.D. Faubion (Ed.), Michel Foucault. power. essential works of Foucault 1954-1984 (pp. 326-348). London: Penguin.

Foucault, M. (1978). The history of sexuality. The Will to Knowledge. London: Penguin.

Fraser, N. (1992). Rethinking the Public Sphere: A Contribution to the Critique of Actually Existing Democracy. In C. Calhoun (Ed.), Habermas and the Public Sphere (pp. 109-142). Cambridge, MA: MIT Press.

Gruzd, A., Wellman, B. & Takhteyev, Y. (2011). Imagining Twitter as an Imagined Community. American Behavioral Scientist 55, 1294-1318.

Habermas, J. (1996). Between facts and norms: contributions to a discourse theory of law and democracy. Cambridge, MA: Polity Press.

Habermas, J. (1989). The structural transformation of the public sphere: an inquiry into a category of bourgeois society. Cambridge: Polity Press.

Hutchby, I. (2001). Technologies, Texts and Affordances. Sociology 35(2), 441-456.

Ito, M. (2008). Introduction. In K. Varnelis, (Ed.), Networked Publics (pp. 1-14). Cambridge, MA: MIT Press.

Juris, J.S. (2005). Violence Performed and Imagined: Militant Action, the Black Bloc and the Mass Media in Genoa. Critique of Anthropology 25, 413-432.

Laclau, E. & Mouffe, C. (1985). Hegemony and Socialist Strategy 2nd ed. 2001. London, New York: Verso.

Morozov, E. (2009). Iran Elections: A Twitter Revolution? The Washington Post. Retrieved Janury 15, 2013, from http://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/discussion/2009/06/17/DI2009061702232.html.

Mouffe, C. (2005). On The Political. London, New York: Routledge.

Negt, O. & Kluge, A. (1972). Öffentlichkeit und Erfahrung. Zur Organisationsanalyse von bürgerlicher und proletarischer Öffentlichkeit. Frankfurt am Main: Suhrkamp.

Neumayer, C. (2013). When neo-Nazis march and anti-fascists demonstrate: Protean counterpublics in the digital age. PhD thesis, IT University of Copenhagen.

Splichal, S. (2010). Eclipse of “the public”: From the public to (transnational) public sphere. Conceptual shifts in the twentieth century. In J. Gripsrud & H. Moe (Eds.), The digital public sphere: challenges for media policy (pp. 23-38). Gothenburg: Nordicom.

Turner, F. (2006). From Counterculture to Cyberculture. Stewart Brand, the Whole Earth Network, and the Rise of Digital Utopianism. Chicago, London: The University of Chicago Press.

Warner, M. (2002). Publics and counterpublics. New York: Zone Books.

Winner, L. (1986). Do Artifacts Have Politics? In D.G. Johnson & J.M. Wetmore (Eds.), Technology and Society. Building Our Sociotechnical Future (pp. 209-226). Cambridge, MA: MIT Press.

Wojcieszak, M. (2010). ‘Don’t talk to me’: effects of ideologically homogeneous online groups and politically dissimilar offline ties on extremism. New Media & Society 12(4), 637-655.

Zappavigna, M. (2011). Ambient affiliation: A linguistic perspective on Twitter. New Media & Society 13, 788-806. Zuckerman. E. (2011). The First Twitter Revolution? Foreign Policy. Retrieved January 20, 2012, from http:// www.foreignpolicy.com/articles/2011/01/14/the_first_twitter_revolution75.


* (Ç.N.) Kendileme (appropriation) veya kendine mal etme; başka kültürlere ait fikir, davranış ve/veya ritüellerin alınarak kendi kültürü içinde yeniden biçimlendirilmesi ve kendine ait kılınması

** (Ç.N.) Makale yazarlarının, Foucault’dan yaptığı alıntıda intervention (müdahale) kavramı kullanılmasına karşın aşağıda bir örneği verilen Fransızca kaynakların bazılarının yaptığı alıntıda intervention (müdahale) yerine invention (buluş) kelimesi kullanılmaktadır. Foucault’nun Özne ve İktidar kitabının orijinaline erişilemediğinden makaledeki ifade (müdahale/intervention) aynen korunmuştur.

[Elle] s’articule sur deux éléments qui lui sont indispensables pour être justement une relation de pouvoir : que l’« autre » (celui sur lequel elle s’exerce) soit bien reconnu et maintenu jusqu’au bout  omme sujet d’action ; et que s’ouvre, devant la relation de pouvoir, tout un champ de réponses, réactions, effets, inventions possibles. (…) Au coeur de la relation de pouvoir, la « provoquant » sans cesse, il y a la rétivité du vouloir et l’intransigeance de la liberté. Plus que d’un « antagonisme » essentiel, il vaudrait mieux parler d’un « agonisme » — d’un rapport qui est à la fois d’incitation réciproque et de lutte (…).

Foucault, 1994a, p. 237

https://www.erudit.org/fr/revues/nps/2016-v28-n2-nps03207/1041184ar/


Christina Neumayer, Kopenhag IT Üniversitesinde Doçent

Bjarki Valtysson, Kopenhag Üniversitesi Sanat ve Kültürel Çalışmalar Bölümünde Doçent

*MedieKultur'de (2013, 55, 3-20) yayımlanan makale aşağıdaki adresten alınarak çevrilmiştir:

https://tidsskrift.dk/mediekultur/article/view/7905/13610

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

A’dan Z’ye Roland Barthes’in Mitoloji Teorisi : Mitlerin Eleştirel Teorisi - Andrew Robinson

Eleştirel Söylem Analizi: Sosyal Medyada Kuramlara Doğru-I - Connie S. Albert, A.F. Salam

Denizci Şarkıları (Sea Shanties) - Shamser Mambra