Sağcı Popülizm Yayılırken LGBT Toplumuna Karşı Bağnazlık Artıyor - Hannah Jane Parkinson

Hannah Jane Parkinson
The Guardian’da köşe yazarı

LGBT  hakları  ile  ilgili  olumsuz  söylemler  nedeniyle, ön yargıya  son  vermeye adanmış bir günde her zamankinden daha fazla endişeliyim.

Geçen hafta Küba’daydım. Homofobi ve Transfobiye karşı ülkenin  12. Onur Yürüyüşünde (Conga)  olması gereken şeylerle, aynı zamana geldi. Hükümet ve Raul Castro’nun kızı Mariela Castro’nun önerisiyle düzenlenmesi düşünülen yürüyüş “uluslararası ve bölgesel bağlamda yeni gerilimlerin” olması nedeniyle iptal edildi.

Bu aslında bölgede büyük geriliminin yaşandığı zamanda insanların sokağa çıkmasının toplumsal bir isyana dönüşmesinden kaynaklanan bir korkudur. Fakat Küba’daki dini toplumların, baskıcı devletin LGBT haklarını geliştirme girişmelerine karşı artan muhalefeti de dile getirilmeyen bir gerçektir. Bu yılın başlarında eşcinsel evliliklere izin verilmesi için anayasa değişikliği önerisi Evanjelik Kiliseleri ve toplumun bir kısmının baskısı sonrası rafa kaldırıldı. İptal edilen Onur Yürüyüşünün yerine vatandaşların kendiliğinden düzenlediği yürüyüşte birçok kişi gözaltına alındı.

LGBT ayrımcılığı dünyada hâlâ varlığını sürdürmektedir. Bu ayrımcılık bazen onları zararlı olarak görmek bazen onlara karşı ön yargılı olmak veya aşırı nefret biçiminde kendini göstermektedir. Eşcinsel ilişki ve birliktelikler bugün bile 69 ülkede yasa dışı (İngiliz Milletler Topluluğundan 35 ülke bulunmakta) ve ömür boyu hapis cezası ile cezalandırılabilmekte. Bazı ülkelerin kanunlarında da hâlâ ölüm cezası hükmü bulunmakta. Oysa LGBT kişiler güzel haberlere alışmıştı: İrlanda’da eşcinsel evliliğe kabul eden referandum veya eşcinsel olduğunu açıklayan Ana Brnabić’in Sırbistan’ın ilk erkek eşcinsel başbakan olması gibi.

Buna karşın şimdilerde sağcı popülizm dünyada yayıldıkça, bağnazlık gözle görülür artış göstermektedir. LGBT toplumu bir kez daha kendini kuşatılmış hissetmektedir.

Brunei’de ceza kanununa, eşcinsel eylemlerde (sodomi suçu) bulunanlara taşlanarak öldürülme cezası verilmesi hükmü konulması haberlerde gündem oldu ve dünya çapında protesto edildi. %55 oyla Brezilyanın başkanı seçilen Jair Bolsonaro kendini “gururlu homofobik” olarak nitelendirdi, daha önce de “Eşcinsel bir erkek evladı sevemeyeceğini” söyledi. Beş ay önce Malezya’da iki kadın lezbiyen seks yaptığı için sopayla dövüldü.

Bu sırada Avrupa’da, Macaristan Başbakanı Viktor Orban, LGBT karşıtı nefret gruplarını ağırladı. Polonya’nın ezici çoğunlukla seçilen iktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi, LGBT+ kişilere düşmandır ve heteroseksüel olmayan birliktelikleri aile kurumuna saldırı olarak değerlendirmektedir.

Birleşik Krallıkta Theresa May, Uluslararası Homofobi, Bifobi ve Transfobi Karşıtlığı Gününe destek vaat etmesine karşın LGBT+ haklarına muhalif parti Arlene Foster’in Demokratik Birlik Partisi ile anlaştı. LGBT+ kişilerin sorunlarına karşı hoşgörülü olmayı öğrenen çocuklar Birmingham ve Manchester’da okullarının dışında protesto düzenlediler. Korku veren ise, bu hafta yayımlanan bir ankete katılanların 1/3’ünün ilköğretim çağındaki çocuklara eşcinsel ailelerin varlığının öğretilmesine karşı olduğunun öne sürülmesiydi.  

Whitechapel Galeri’deki sergide Londra’da LGBT+ mekanlarının son dönemlerdeki azalışı haritalandırıldı geçen on yılda 70 mekan kapandı. Buna karşın LGBT+ kişilere yönelik nefret suçu ise son dönemlerde gerçekten endişe verişi bir artış içinde. 2017-2018 yıllarında, İngiltere ve Galler’deki nefret suçu %28 arttı. Stonewall Politikası Başkanı istatistikleri “uyarı alarmı” olarak değerlendirdi. Geçen yıl yaşanan sansasyonel olayda, eski rugby oyuncu eşcinsel Gareth Thomas homofobik saldırının kurbanı oldu. Bu sırada, 1999 Londra’daki Admiral Duncan’ın (bar) çivi bombasıyla bombalanmasının korkunç yankısı içinde bir adam Cardiff’de Onur Yürüyüşünü bombalama tehditinde bulunmaktan mahkum oldu.

Elbette bazı olumlu haberler de vardı: Geçen yıl onaylayıcı olmayan kişilerin oylamasında öneri reddedilmesine rağmen Tayvan eşcinsel evlilikleri yasallaştıran ilk Asya ülkesi oldu. Ayrıca erkek eşcinsel ilişkinin ölüm cezası ile cezalandırılması hükmünden sonra çeşitli kurum ve kuruluşlar Brunei kökenli kurumları reddettiğini ve sonunda da rejimin hükümleri geri almasını görmek yüreklendiriciydi. 

Buna karşın LGBT+ karşıtı söylemin artışı ve koruyucu kanunların kaldırılması devam etmektedir. Uluslararası Lezbiyen, Gay, Trans ve İntersex Derneği (ILGA) Avrupa şubesi Bulgaristan, Sırbistan, Macaristan ve Türkiye’de LGBT+ yanlısı mevzuatın yürürlükten kaldırıldığını belgeledi. ILGA-Europe Genel Müdürü Evelyne Paradis, “ Ne yazık ki bu sene gittikçe artan sayıda ülkenin, politikalarında  ve yasal düzenlemelerinde geriye gittiğinin somut kanıtlarını görüyoruz” dedi.

28. paragrafın* kabul edilmesinden sonra toplum içinde kız arkadaşıyla ele ele tutuştuğu için kamçılanacağımı görmeyeceği bir ülkede doğmakla yeterince şanslıydım. Fakat şimdilerde LGBT+ yaşam tarzları hakkındaki olumsuz söylemlere karşı hissettiğim huzursuzluğu geçmişte hissettiğimi hatırlamıyorum.  

Bugün sarsıcı bir rapor, LGBT+ kişilerin %70’nin işyerinde cinsel tacize uğradığını göstermektedir. 2017’de YouGov’un** yaptığı araştırmaya göre, o yıl LGBT+ kişilerin 1/5’nin nefret suçu ile karşılaştığını tespit etti. Araştırmaya katılan LGBT+ kişilerin  %10’u yaşayacak yer ararken ayrımcılıkla karşılaştığını, %30’u da belli sokaklardan uzak durduklarını söyledi.  

İrlanda’da gençlik yardım kuruluşu olarak faaliyet gösteren BeLonGto Başkanı Moninne Griffith,  hoşgörülü olduğunu düşündüğümüz ülke bile olsalar, halinden memnun olmaya karşı uyarıda bulundu: “ Avrupa ve Birleşik Devletlerdeki mevcut toplumsal iklimde, gelişmelerde duraklama hatta haklarda gerileme görüyoruz.

Ön yargıya karşı uluslararası mücadeleye adanmış bir günde, artan hoşgörüsüzlüğe karşı uyanık olmaya devam etmemiz gereklidir.

* (Ç.N.) 1988 yılında Yerel Hükümet Yasasında bulunan ve 2003 yılında kaldırılan 28. paragrafa göre; okullarda eşcinselliği teşvik veya eşcinselliğin varsayılan aile ilişkisi olarak kabul edilebilirliğini öğretmek yasaklandı.

** (Ç.N.) YouGov, Birleşik Krallıkta faaliyet gösteren pazar araştırması ve anket şirketi.


* Köşe yazısı,  The Guardian gazetesinin 17 Mayıs 2019 tarihli çevrim içi yayınından alınarak çevrildi.

Özgün metni okumak için : 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

A’dan Z’ye Roland Barthes’in Mitoloji Teorisi : Mitlerin Eleştirel Teorisi - Andrew Robinson

Eleştirel Söylem Analizi: Sosyal Medyada Kuramlara Doğru-I - Connie S. Albert, A.F. Salam

Denizci Şarkıları (Sea Shanties) - Shamser Mambra