Mevcut Sosyal Medya Rejimine Karşı Vatandaşların Örgütlenmeleri Gerekmekte - Vincent Mosco
Büyük teknoloji şirketleri ve hükümetler güçlü bir gözetim kapitalizm sistemi yaratıyorlar. Fakat Vincent Mosco yapılabilecek alternatifleri de görmekte. Bunlar arasında vatandaşların harekete geçmesi, anti-tekelci yasal düzenlemeler yapılması ile Google, Facebook ve Avrupalı alternatiflerinin “beğenilerinden” kurtulma bulunmakta
Justin Nogarade’in Vincent Mosco ile yaptığı röportaj
Justin Nogarade’in Vincent Mosco ile yaptığı röportaj
Vincent
Mosco
Queen
Üniversitesi’nde Onursal Profesör. Sosyoloji Profesörü Mosco, Kanada İletişim ve Toplum
Araştırma Başkanlığı yaptı.
Progressive Post: ‘Dijital Olma’
kitabınızda, ‘Geleceğin İnterneti’nin gelişmeleri olarak farklı teknolojilerin
(Nesnelerin İnterneti, Bulut Bilişim, Büyük Veri) yöndeşmesini analiz
ediyorsunuz. Bunların getirdiği güç ilişkileri ve çıkarlar nelerdir?
Vincent Mosco
: Geleceğin
İnterneti, güçlü teknolojileri ve sistemleri bir araya getirerek interneti çok
büyük ölçekte genişletmektedir. Nesnelerin İnterneti, çok küçük sensörleri ve
takip cihazlarını gündelik nesnelere hatta insanlara iliştirmektedir. Bu,
önemli ölçüde daha fazla veri üretmekte ve bu veriler de Bulut’da depolanmakta
veya veri-merkezlerince yönetilmekte ve işlenmektedir. Giderek hayatımızı
yöneten algoritmalar vasıtasıyla büyük veri analizleri nesnelerin ve insanların
davranışlarını çizelgeleştirmek, tahmin yapmak ve bilinen karar kurallarını
belirlemek için verileri kullanır. Amazon, Apple, Facebook, Google ve
Microsoft’un öncülük ettiği ticari çıkarlar, öncelikle yazılım, donanım, ürün
ve hizmet satma aracı olarak aynı zamanda nesneler ve insanlar hakkında veri
toplamak için Geleceğin İnterneti’ni desteklemekle sorumludur. Özellikle Birleşik Devletler ve Çin’deki hükümetler bu şirketlerin faaliyetlerini
desteklediler çünkü sonsuz gözetim sayesinde yurttaşlarını kontrol etme
fırsatından faydalanmaktadırlar -askeri gücünü genişletmek için (silahlı
dronları düşün)- ve çünkü ekonomik gelişme için bu şirketleri hayati olarak
görmektedirler. Hükümetteki büyük teknoloji şirketleri ve destekleyicileri
birlikte güçlü bir gözetim kapitalizm sistemini oluşturdular.
PP: Büyük teknoloji şirketleri ve devletler
arasındaki çıkarların yöndeşmesi göz önüne alındığında, vatandaşlar ne
yapabilir?
VM: Vatandaşların iletişim
endüstrisindeki tüzel güçlerin (devlet ile şirket bütünleşmesi) tarihini
anlamaları gerekmektedir. Birleşik Devletlerde –ve başka yerlerde farklı
ölçüde- telgraftan telefona ve radyo televizyon yayıncılığına kadar her yeni
medya teknolojisi tüzel (devlet ile şirket bütünleşmesi) yoğunlaşma,
ticarileşme ve hükümetin askeri-istihbarat kuvvetlerine bağımlılıktan muzdariptir.
Tekelleşmenin kırılması, fiyat ve hizmetlerin düzenlenmesi, ticari sisteme
karşı kamusal alternatiflerin geliştirilmesi, ve iletişim kaynaklarının
askerileştirilmesinin sınırlandırılmasını da içeren her bir durumda vatandaşlar
harekete geçti ve zafer kazandı.
Neo-liberalizmin yükselişiyle birlikte deregülasyonu
(kuralsızlaştırma), özelleştirmeyi teşvik edici politikalar ve anti-tekel
uygulamaların pratikte yok edilmesi vatandaşların kazanımların çoğunu geri
aldı. Defalarca yaptıkları gibi, vatandaşların mevcut sosyal medya rejimine
karşı örgütlenmeleri ve, endüstriyi katı bir biçimde kamusal yarara göre yasal düzenleme
yapmaları ve ticari şirketlere karşı vatandaşların kontrol ettiği kamusal
alternatifler yaratmaları gerekmektedir. Geçmişte olduğu gibi hükümetin gözetimini
ve ayrıca askeri ve istihbarat teşkilatlarının insan haklarını ihlal etmelerini
sınırlandırmak ve sivil nüfusa karşı savaş yürüten yapay zeka sistemlerinin
kullanımının hızlıca azaltmak için vatandaşların harekete geçmeleri gerekmektedir.
PP: İnsanlara kendilerini anlamlandırarak ve
korkularını azaltarak yeni teknolojilerin temelini oluşturan ‘kültürel
mitlerden’ bahsediyorsunuz. Dijital teknolojinin sıklıkla ‘yenilik’ve
‘kaçınılmaz ilerleme yürüyüşü’ olarak görülmesi eleştirmeyi güçleştiriyor.
VM: Ne zaman teknoloji
geliştirsek mitler de yaratırız. Hayatın zorluklarıyla başa çıkmak için
hikayeleri kendimize ve birbirimize anlatırız böylece mitler gerçek dışılığının
ötesinde bir anlama taşınır. Büyük işletmelerin desteğiyle birlikte, gelişmeyi
hızlandırmak için parçalama gücü dahil olmak üzere dijital teknolojilere bir
dizi mitsel süper güçler verildi, ve bunların her biri tarihin sonu,
coğrafyanın sonu ve siyasetin sonu gibi mitlerin daha da yayılmasına katkıda
bulunarak sosyal dönüşüm yaratmaları amaçlandı.
Bununla birlikte, kültürler daima baskın görüşü aşan
karşı anlatılara yol açarlar. Dijitalleşmede, demokrasi veya mümkün olan en
geniş halk katılımından başlayarak hayatımızı etkileyen kararlarda böyle üç
çeşit vizyon tanımlarım. Ayrıca insanların ve bütün doğal hayatın mümkün
olduğunca var olma ve gelişme hakkına sahip olması gibi inancı diri tutan şey
sosyal adalettir. Özellikle, insanların öz kimliğini inşa etme hakkına sahip
olması, benliğin ölçülmesi ve sömürgeleşmesini de kapsayan gözetim
kapitalizmine karşı koruma sağlamaktadır. Son olarak, var olan evrensellik
miti, dijitalleşmenin insanlığın ortak sorumluluğu olarak eşitliği teşvik
edeceği ve dünya hakkında geniş çapta paylaşılan bir vizyon yaratacağı hayalini
sunar. Bunların her biri, hakim mitolojinin yanında yer almakla birlikte her
biri egemen kültürel aygıtların imgelemleri olan büyük mitlerin yerini almak
için geniş desteğe ihtiyaç duymaktadır.
PP: Geçmişte iletişim araçlarının alt
yapısının kamusal hizmet olarak kavranıldığını ve bugün de böyle olması
gerektiğini söylüyorsunuz. Pratikte bu ne anlama geliyor?
VM: Dijital iletişimin, herkese
açık belirli asgari düzeyde hizmet ve bağlantı ile sosyal hayat için zorunlu
olduğunu ilan ederek başlayacaklar. Kamusal hizmet olarak kavranılması için,
baskın ticari sosyal medya firmaların yerine veya firmalarla birlikte kamusal
alternatif yaratılabilir. İletişim araçlarına ve kamusal enformasyona evrensel
erişim, kişilerin kendileri hakkındaki verileri kontrol etme ve tercih ettiği
bir sisteme taşıma hakkı, vatandaşın kontrol ettiği veri güvenlikleri yasal
düzenlemelerle güvence altına alınabilir. Herhangi bir kamu kuruluşu ticari ve
hükümet gözetimi üzerinde katı kontrol uygulayabilir. Bu aynı zamanda
algoritmaların yapımı ve kullanımında tam bir şeffaflığı garanti altına
alacaktır.
PP: Avrupa’da Avrupa Birliği'nin “treni
kaçırdığı” düşüncesi var ve bazıları Avrupa Birliği’nin dijital hakimiyetini
yeniden kurması ve muhtemel kendi dijital devlerini yaratması gerektiğini
söylemekte. Bunun mümkün olup olmadığına bakmadan, Birleşik Devletleri (risk
sermayesi güdümünde, tekelci, askeri odaklı) ve Çin’deki modellerin (devlet
odaklı kontrol ve gözetim) tersine Avrupa Birliği’nin yeni bir model
geliştirmesi için çabalaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konudaki fikriniz
nedir?
VM: Katılıyorum. Avrupalı dijital
teknoloji endüstrisinin büyümesinden dünya yararlanacaktır nedeni sadece
Birleşik Devletler ve Çinli firmalarla ekonomik olarak rekabet edeceğinden
değil. Birleşik Devletler’deki büyük teknoloji şirketlerinin ekonomik başarısı
Amerikan toplumu ve politikaları pahasına geldi. Çünkü teknoloji şirketlerinin
kontrolsüz gücü, temel değerleri ve kurumları kısmen parçaladı. Avrupalı
dijital teknoloji endüstrisinin kurulmasının istemememin temel nedeni, Avrupa
Birliği vatandaşlarına ve dünyaya, Birleşik Devletler ve Çinli modellerine
karşı alternatif sunabileceğindendir. Birleşik Devletler Sisteminin özenilecek
tek olumlu değeri, ulusun eğitim ve araştırmaya tarihsel olarak güçlü
bağlılığıdır. Kuşkusuz bunun bir kısmı askeri önceliklerin sonucudur fakat
sanıldığı kadar da önem arz etmez. Esasen Birleşik Devletler, askeri amaç
taşımayan ileri eğitim ve araştırmaları askeri ödeneklerle finanse eden bir
tarihe sahipti.
Eğitim ve araştırmada genişleme ile başlayan
alternatif model tıpkı Barselona’dakine benzer şekilde politika oluşumuna ve
planlamasına bütün vatandaşların katıldığı bir yapıyı da vaat etmelidir. Yeni
sistemin evrensel erişimi olmalı, mahremiyeti korumayı vaat etmeli, gözetim
kapitalizmini engellemelidir. Açık kaynak yazılım kullanmalı, kendi verilerini kontrol
ve kendi seçtikleri ağa taşıma hakkı vermelidir. Aslında, enformasyonu tıpkı su
ve enerji gibi hayati bir kaynak olarak gören kamusal yarar modeli düşünmenin
akıllıca olacağı görüşündeyim. Bu başlangıç noktaları Avrupa Birliğindeki ve
Avrupa Birliği dışındaki şirketlerin yasal düzenlemelerini de içeren güçlü bir
devlet müdahalesini gerektirecektir. Avrupa Birliğinin Genel Veri Koruma
Yönetmeliği (GDPR) doğru yönde önemli bir adım attı fakat hem Amerikan ve hem
Çinli modellerin gücüne karşı koymak için çok daha fazla şeylerin yapılması
gerekmektedir.
Dijital
Dünyada Akıllı Şehir
Vincent Mosco’nun yeni kitabı Dijital Dünyada Akıllı Şehir
Haziran’da yayımlanacak. Bir şehri akıllı yapan şeyler nelerdir sorusunu ele
alarak teknoloji ile başlayıp teknoloji ile biten bir bakış açısıyla tanımlamakta,
zorlamakta ve demokratik alternatifler sunmaktadır.
VM: “2008’deki küresel finansal iflasın
ardından dünya genelinde şirketler teknoloji satmak, değerli verileri toplamak,
şehir hayatının özel yönetimlerini derinleştirmek için şehirlerde yöndeşti. Şehir
sakinlerine görünüşteki şeylerin önemli faydası varmış izlenimi vermesini
sağlamak için şirketler hükümetlerle ortaklık kurdu: Daha güvenli sokaklar,
daha temiz hava, daha verimli ulaşım, herkes için anında iletişim ve yönetişimi
kusurlu insanoğlunun elinden alan algoritmalar.”
“ Bu görünüşün altında başka bir hikaye yatmaktadır:
Teknoloji odaklı akıllı şehirler gözetimi derinleştirmekte, şehirsel yönetişimi
İş Geliştirme Bölgeleri ve kamu-özel ortaklıklarla birlikte seçilmemiş şirket
yöneticilerine kaydırmaktadır. Ayrıca demokrasiyi daraltmakta, bilgisayar
korsanı cenneti yaratmakta ve yıkıcı iklim değişikliğini hızlandırmaktadır. Akıllı
Şehir, şehirleri akıllı yapan insanlar olduğundan hareketle insan yönetiminin hâlâ önemli olduğunda ısrar
eder. Ve gerçekten zeki şehirler kamusal alanın desteklendiği ve teknoloji
üzerinde vatandaş kontrolünün olduğu canlı demokrasilerde şehirde başlar. Bunu
gerçekleştirmek için küresel akıllı şehirler harekine güç veren teknolojileri
ve kuruluşları ve mitolojileri anlamak gereklidir. Bu aynı zamanda Barselona,
Amsterdam ve Oslo gibi bazı Avrupa şehirlerinde olduğu gibi teknoloji odaklı şehirlere
karşı gittikçe artan direnişi de değerlendirmek anlamına da gelmektedir. Eski
şehirlerin yeniden geliştirilmesini ve tamamen yenilerinin yaratılmasını
belgeleyen dünya genelinde örnek olay incelemesi yapan Akıllı Kent, dijital
dünyadaki kent hayatının gelişine bir rehber sunmaktadır.”
* Röportaj, The Progressive Post'un 2019 Bahar sayısı sayfa 74-77'den alınarak çevrildi.
Özgün metni okumak için:
* Röportaj, The Progressive Post'un 2019 Bahar sayısı sayfa 74-77'den alınarak çevrildi.
Özgün metni okumak için:
Yorumlar
Yorum Gönder