Lady Godiva : Çıplak Gerçek - Charles Coe

Lady Godiva, John Collier, 1897

Ağır vergilerin boyundurluğu altında sersemleyen, İngiltere Coventry’nin Ortaçağ sakinleri, boşuna yardım istediler. İşe bakın ki kurtuluş, yalvarmalarını küçümseyen efendilerinin karısından gelecekti. Lady Godiva, kocası Leofric’e insanların vergi yükünü azaltması gerektiğini vurguladı defalarca ve kocası reddetti tekrar tekrar. Yine de ısrar etti ve bir gün sinirli bir şekilde kocası ona, öğlen vakti bir uçtan bir uca kasabanın sokaklarında atla çıplak gezerse vergileri düşüreceğini söyler. O, kocasına verdiği sözü tutup meşhur at gezisine çıktığında asil Lady Godiva Coventry’inin sıradan insanları için birden bir kahraman oldu.

Etkileyici bir tarih parçası. Gerçekte, çoğu Ortaçağ bilim insanı at gezisinin hiç olmadığı konusunda hemfikir. İngiliz ve Amerikan Edebiyatı ve Dili profesörü Daniel Donoghue, Lady Godiva’daki mitin kökenlerini ve kültürel önemini inceler: Efsanenin Edebi Tarihi (Blackwell) ve mitin yüzyıllar boyunca nasıl evrim geçirdiğine ışık tutmaktadır. “Hikaye” der, “ On birinci yüzyılın ikinci yarısında Coventry’de yaşayan ve İngiltere’nin en güçlü adamlarından biriyle evlenen gerçek bir kadının, Godifu’nun* yaşamına dayanıyordu.” Modern tarihçiler Godifu’yu önemli figür olarak düşünmediler; o zamanlarda hakkında yazılan çok az şeylerde de yalnızca ünlü bir adamının karısı olarak bahsediyorlardı. Fakat Donoghue şunu belirtmektedir: “onun ölümünden iki yüzyıl sonra, St. Albans manastırındaki Benedictine kronikleri kendi Latin geçmişlerine tamamen geliştirilmiş anlatı eklediler”. Ve sonra Lady Godiva efsanesi doğdu. “Hiç kimse tam olarak efsanenin niye icat edildiğini ve onun adını eklendiğini bilmiyordu” diyen Donoghue’e göre “ Fakat Coventry kasabasının bir tür köken miti olarak işlev gördüğü görünmektedir. En sonunda, Kont Leofric vergiler ile ilgili anlaşmayı kendi mührüyle mühürler.”

Mit’in en ilginç ikincil olaylar zincirinden biri on yedinci yüzyıla kadar hikayede hiç görünmeyen “Peeping Tom” rolünü içermektedir. Efsaneye göre Coventry halkı kendileri adına yaptığı hareketten dolayı Lady Godiva’ya saygı ve takdir jesti olarak o sokaktan geçerken onun iffetini korumak için sokaktan geçerken kapalı pencereler ardında, evlerinde kaldılar. Herkes, yani, Tom hariç. Onun şehvet dolu merakı, ona bakmaya mecbur etti ve efsanenin çeşitli versiyonlarına göre, kim öyleyse, ceza olarak ya kör oldu veya öldü.

“Zamanla Tom günah keçisi olacaktır ve insanların şehveti için bu çıplak kadına bakmanın sembolik suçluluğunu taşıyacaktır.” diyor Donoghue. Tom ayrıca sanatçılar ve yazarlar için ilgi uyandıran bir figür olacaktır. Bir Uçtan Bir Uca Büyük Britanya’nın Bütün Adalarının Turu’nda (1724-27), Daniel Defoe, Coventry ziyaret etti ve “onu görmek için pencereden dışarıyı gözetleyen zavallı adam… şehrin High Street sokağında bir tavan arasından dışarı bakan.” diye bahsetti. Tennyson’ın “Godiva” şiiri,  Viktorya dönemi için zamanının diğer edebi veya tarihi eserlerinden daha fazla –ve son derece romantik yazılmış- efsanenin standart bir yorumunu yarattı. Şiirde, Tom kör olmuştu: “…fakat onun gözleri, iradelerine sahip olmadan önce,/ Başındaki karanlığa gömüldü mü,/Ve ondan önce düştü. Böylece bekleyen Güçler/Soylu eylemlerde, yanlış kullanılan bir duyguyu ortadan kaldırır;/ Ve o, bunu bilmiyordu, geçti….”

Tom karakterinin; gözlemci ve gözlenen, basiret ve iffet, cezalandırılma ve ödüllendirme arasında yarattığı verili cinsel gerilim hakkında Donoghue şunu söyler: “Onların eşleşmeleri Sigmund Freud’un skopofili** ve teşhirciliğe dair klinik tanımlamalarını o kadar iyi öngörüyor ki, Neredeyse Freud’un aklında, ilki için Peeping Tom ikincisi için Lady Godiva varmış gibi görünmektedir. Yalnızca son zamanlarda biri diğerini akıldan çağırmadığı ölçüde Peeping Tom, Godiva efsanesinden çıkarıldı.

Godiva miti çelişkilerle doludur. Lady, kocasına itaatkardır, buna karşılık vergilerle ilgili olarak kocasının konumuna cesurca meydan okur. Şehrin caddelerinin bir başından öbür başına çıplak olarak at ile gezer, yine de iffetli kalır. Yönetici sınıfına üyedir bununla beraber sıradan insanların acısının halinden anlar. Diğer mitler gibi bu mit de, böyle çelişkili sosyal ve cinsel dinamikleri çözmek için –en azından sembolik olarak- yollar sunar. Mitler ayrıca geleneksel olarak; Donoghue’nun “tarih, gelenek ve paylaşılan değerlerin nesilden nesile aktarımı olarak tanımladığı “kültürel eserin” yaptığını yapar. Şimdilerde filmler ve televizyon esasen yazılı ve sözlü masalların rolünü üstlenmiştir. “Bu kitabı yazmaya karar vermemin bir nedeni efsanelerin tamamen yok olmasıydı” demektedir Donoghue. “ Çocuklarımız Godiva çikolatalarını biliyor ve at üstündeki çıplak kadının görsel görüntüsüne sahip olabilirler fakat gerçekte hikaye hakkında herhangi bir şey bilmiyorlar.”


* (Ç.N.) Godifu veya Godgifu, Godiva’nın tarihte geçen isimleri
** (Ç.N.) Skopofili (gözetlemecilik), Freud’a göre, insanları nesne olarak düşünen, denetleyici ve meraklı bakışa tabi kıldığı cinselliği oluşturan güdülerden biri

 * Metin, Harvard Magazine’in Temmuz-Ağustos 2003 tarihli çevrim içi yayınından alınarak çevrilmiştir.

Özgün metni okumak için:

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

A’dan Z’ye Roland Barthes’in Mitoloji Teorisi : Mitlerin Eleştirel Teorisi - Andrew Robinson

Eleştirel Söylem Analizi: Sosyal Medyada Kuramlara Doğru-I - Connie S. Albert, A.F. Salam

Denizci Şarkıları (Sea Shanties) - Shamser Mambra